11. Hukuk Dairesi 2011/15571 E. , 2013/228 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk (... Asliye Hukuk Mahkemesi) Mahkemesi’nce verilen 25.03.2011 tarih ve 2009/49-2011/113 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 15.620 TL"nin altında bulunduğundan HUMK"nun 3156 sayılı kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında güvenli gelecek sigorta poliçesi düzenlendiğini, TSK"da uzman çavuş olarak görev yapan müvekkilinin OSAS hastalığına yakalandığını ve bu nedenle malulen emekli edildiğini, poliçe kapsamında kalan bu hastalığı için müvekkilinin davalı şirkete müracaat etmesine rağmen kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 10.000 TL"nin 28.03.2007 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının hastalığı için ilgili yönetmelikte maluliyet takdir edilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 5434 sayılı Kanun"un 44. maddesi uyarınca TSK’da görev yapamaz olarak belirlendiği ve “adi malul” olarak emekli edildiği, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmenlik"in eki listelerde uyku apnesi hastalığının değerlendirmeye alınmadığı, ancak “uyku ile ilgili bozukluklar” başlığı altındaki düzenlemenin, vaki malullük niteliği dikkate alındığında davacının konumuna uygun düşeceği, aynı yönetmeliğin uyku ile ilgili bozukluklarda “ağır” nitelikli olanlara verdiği %35 oranında davacının tazminata hak kazandığı gerekçesiyle 8.050 TL’nin 28/03/2007 tarihinden işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacının yakalandığı hastalığın taraflar arasında düzenlenen güvenli gelecek sigorta poliçesi kapsamında kaldığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan HUMK"nun 275. maddesinde, mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlenmiştir. Temyiz incelemesi sırasında yürürlüğe giren HMK’nun 266. maddesinde de aynı düzenleme mevcuttur. Somut uyuşmazlıkta da, davacının yakalandığı hastalığın poliçe kapsamında bulunup bulunmadığının tespiti gerekli olup açıklanan bu uyuşmazlığın çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirmektedir. Oysa, bu konuda hükme esas alınan bilirkişi raporu anılan hususta teknik bilgiye sahip olması mümkün bulunmayan avukat bilirkişi tarafından düzenlenmiştir. Bu itibarla, mahkemece doktor ve sigorta uzmanı bir bilirkişiden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, dava konusu poliçedeki "% 67 ve üstü oranlara karşılık gelen hallerde tazminat ödenir" hükmü de değerlendirilmek suretiyle davacının hastalığının poliçe kapsamında bulunup bulunmadığı hususunda rapor aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.