18. Hukuk Dairesi 2014/18309 E. , 2014/16748 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Hatay 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/05/2013
NUMARASI : 2012/257-2013/219
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesi davacı vekili ile davalılar Ö.. Y.. vd. vekili tarafından, incelemenin duruşmalı olarak yapılması ise davalılar Ö.. Y.. vd. vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz edenlerden davacı vekili Av.P. A. geldi. Davalılar adına gelen olmladı. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosya eksiklik nedeniyle geri çevrilmiş bu kez iade edilmekle, dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Mahkemece üç ayrı bilirkişi raporunun ortalaması alınarak taşınmazın bedeli tespit edilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme ile hükme esas alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya elverişli değildir.
Şöyle ki;
1-Dava konusu taşınmaz, üzerinde kat mülkiyeti kurulu anataşınmazdaki bağımsız bölüm olup değeri Kat Mülkiyeti Yasasının 46. maddesinin son fıkrası hükmüne göre belirleneceğinden; yapının tamamı için Kamulaştırma Yasasının 11. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendi uyarınca, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı"nca yayımlanan değerlendirme tarihindeki resmi birim fiyatları ve yapı maliyetleri hesaplarını gösteren listelere göre (yıpranma payı da düşülerek) değer verilir. Bundan sonra zeminle yapı değerleri toplanıp kamulaştırmaya konu edilen bağımsız bölümün tapu kaydında yazılı olan arsa payına oranlanmasıyla o bağımsız bölümün kamulaştırma bedeli tespit edilir. Bilirkişi kurulunca bu esaslara uygun değerlendirme yapılmadan rapor düzenlenmesi,
2- Dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan 66 m² deponun (taş yapının), Çevre ve Şehircilik Bakanlığı"nca yayımlanan 2012 yılına ait Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri cetveline göre 2. sınıf B grubu yapı olarak değerlendirilmesi gerekirken, hükme esas alınan 15.10.2012 tarihli bilirkişi kurulu raporunda 3. Sınıf A grubu yapı olarak değerlendirilmesi,
3-Dosyada bulunan tapu kaydından, dava konusu taşınmazın 3 numaralı bağımsız bölümü üzerinde F. Y. ve F. Y. adına intifa hakkı tesis edildiği anlaşıldığından, bu hak sahiplerinin de davaya dahil edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
4-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi"nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 24.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.