20. Hukuk Dairesi 2016/11804 E. , 2019/1418 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... mahallesinde kain, 3.844,35 m² yüzölçümlü, 578 ada 20 parsel sayılı taşınmaz 18.11.1960 tarihinde kestanelik ve tarla vasfıyla dahili davalıların murisi ... adına tespit, 25.04.1962 tarihinde de tapuya tescil edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi vekili, tapuda davalı adına kayıtlı bulunan ve kesinleşen orman sınırları içerisinde kalan dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... mah. 578 ada 20 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak 2859 sayılı Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenilenmesi Kanunu doğrultusunda yapılan yenileme çalışmaları sonucunda, kesinleşmiş orman sınırlarına tecavüz edildiğinin tespit edildiği, dava konusu taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kaldığını ileri sürerek, davalıların taşınmaza müdahalesinin meni ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Yargılama sonunda mahkemece; dava konusu 578 ada 20 sayılı parselin 1964 yılında yapılan ilk orman tahditinde, Devlet ormanı olarak sınırlandırıldığı, 1744 ve 3302 sayılı kanunlara göre yapılan orman kadastrosu ve 2/B çalışmalarında, 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılmadığı, bir yerde orman kadastrosu kesinleşmiş ise dava konusu yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığının, kesinleşmiş orman sınır hattının aplikasyonunun yapılması ile belirlenmesi gerektiği, dava konusu 578 ada 20 sayılı parselin tamamının (OS 7813-OS 7814-OS 7815) nolu orman sınır noktalarının gidiş yönüne göre solunda Devlet ormanı sınırları içinde ve orman sayılan alan içinde kaldığı, dava konusu yerin 1964 yılında ilk defa 6831 sayılı Orman Kanununa göre yapılan orman kadastrosu çalışmasında Devlet ormanı olarak sınırlandırıldığı, 1977 yılında 1744 sayılı Orman Kanununa göre yapılan 2/B uygulamasında orman sınırları dışına çıkarılmadığı, 29.06.1965 tarihinden beri kesinleşmiş orman sınırları içinde kalan, Devlet ormanı sayılan yer olduğu, tapusunun kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı için geçersiz olduğu, 1965 yılından bu güne kadar Devlet ormanı olduğu, 578 ada 20 sayılı parselin halen tarım olanı olarak kullanılmayan üzerinde Orman Yönetimi tarafından dikilen 50 yaşında karaçam ağaçları ile kaplı, ağaç örtüsü bulunan yer olduğu, 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi yarınca orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesi ile davacının davasının kabulüne, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesinde kain 578 ada 20 sayılı parsele davalıların müdahalesinin men"ine, davalılar adına olan tapu kaydının iptaline, orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm dahili davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1967 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi 25.04.1962 yılında kesinleşmiştir. 2859 sayılı Kanuna göre pafta yenileme çalışması yapılmıştır.
1) Dahili davalılardan ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yönünden:
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmaya göre, çekişmeli taşınmazın tamamının kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı saptanarak, yazılı biçimde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile taşınmazın tapu kaydının iptali yönünde kurulan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2) Elatmanın önlenmesi kararına ilişkin olarak:
Türk Medenî Kanununun 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkı bulunan malik, hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde yararlanma, kullanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Yine aynı hüküm uyarınca haksız bir elatma varsa anılan hüküm malike her türlü haksız el atmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda, davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmaz davalılar adına tapuda kayıtlı olup, davalıların haksız bir tasarruf ve elatmasından söz edilemez ve elatmanın önlenmesine karar verilemez. Bu itibarla, mahkemece elatmanın önlenmesine ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde gösterilen nedenlerle; dahili davalılardan ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi ile tapu kaydının iptali yönünde kurulan usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
2) İkinci bentde gösterilen nedenlerle; elatmanın önlenmesine ilişkin hükmün bu yönden BOZULMASINA 04/03/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.