23. Hukuk Dairesi 2013/5465 E. , 2013/6950 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatifçe davalı aleyhine kooperatif ortaklığından kaynaklanan 66.500,00 TL asıl alacak, 59.388,75 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 125.888,75 TL"nin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazının iptali ile takibin devamına ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının üyelik devraldığı halde yeni üye olarak kaydının yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalının davacıya takip tarihi itibariyle 69.150,00 asıl alacak, 89.515,13 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 158.665,13 TL borcu bulunduğu gerekçesiyle, takip talebindeki miktarlar gözününde bulundurularak davanın kabulü ile itirazın iptaline, asıl alacağın %40"ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, aidat alacağının işlenmiş faizi ile birlikte tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Hükme esas alınan 28.05.2012 tarihli bilirkişi raporunda kooperatif yönetim kurulunun 02.12.2007 tarih 11 no"lu kararı ile; “1) 12 no"lu üye...nin yazılı talebi üzerine ortaklıktan çıkarılmasına ve tüm üyelik haklarının kooperatife devredilmesine, üyenin bu güne kadar ödemiş olduğu 27.000,00 TL aidat toplamı karşılığının kooperatifimizin belirlediği şartlarda ..."ye ödenmesine, 2) Kooperatifimiz üyelerinden...."nin hissesinin kooperatifimize devrolunmasından dolayı mevcut hissenin 27.000,00 TL bedel karşılığı ..."e devredilmesine ve ....in üyelik kaydının yapılmasına” karar verildiği ve 31.12.2007 tarihinde...ye kooperatif kasasından 28.500,00 TL nakden ödeme yapıldığı, davalının ...."den üyelik devralmadığı, ondan boşalan hisseye yeni ortak olarak alındığı görüşü bildirilmiş ise de, ödemeye ilişkin somut bir bilgi ve belge gösterilmemiş, yönetim kurulu kararından başka kooperatifin diğer defter ve kayıtları incelenmeden bu sonuca varılmıştır. Davacı yan, anılan üyeye çıkma payı ödedikten sonra, boşalan üyeliğe davalının yeni olarak kaydedildiğini, anılan üyenin ödemelerinin davalının borcundan düşülmeyeceğini ileri sürmüş, davalı ise aksini savunmuştur. Dava dışı...tarafından sunulan 03.08.2012 tarihli dilekçede de, "Davaya konu tasfiye halindeki S.S. Fahrikent Konut Yapı Kooperatifi"nin adıma kayıtlı olan ortaklık hissesini
..."e söz konusu kooperatif satmıştır. Ben kooperatife ayrılmak istediğimi söylemiştim. Kooperatif de bu nedenle sattı. Bedelini ..."den almış oldukları
senedi vererek ödediler. Bunun karşılığında da kooperatifteki tüm hak ve sorumluluklarımı devrettim. Kooperatife yatırmış olduğum paralarımı almadım. ..."den vermiş olduğu senedin ödenmesi sonucu paramı alarak bu haklarımı devrettim. Kooperatifte üyelikten ayrıldığım sırada 29.300,00 TL birikmiş aidatım vardı." anlatımına yer verilmiştir. Davalının anılan üyenin ödemelerinin borçtan düşülmediği yönünde bilirkişi raporuna yaptığı itiraz üzerine, mahkemece ek rapor alınmaksızın davalının kooperatife 2007 yılında yeni üye olarak kabul edildiği benimsenmesine rağmen çelişkili olarak 2005 yılından başlanarak borcunu ve faizini hesaplayan bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulmuştur. Bu durumda mahkemece, öncelikle dava dışı...dinlenerek, çıkma payını ne şekilde aldığı hususunda beyanı sorulduktan sonra, davacıdan...i"ye yapmış olduğu ödemeye ilişkin senet asılları, kooperatif kayıt ve belgeleri ile üye kayıt defterinin öncelikle kooperatiften istenilmesi, ibraz edilmezse kooperatifin adresinde defter ve kayıtların incelenmesi için keşif yapılması, buna rağmen inceleme yapılamaz ya da defter ve belgelere ulaşılamaz ise 02.12.2007 tarihinden sonraki genel kurul kararları, bilanço ve gelir gider cetvelleri ile yönetim ve denetim kurulu raporları, ilgili Ticaret Sicil Memurluğu"ndan ya da anasözleşmenin ilgili hükmü gereğince ilgili Bakanlık il Müdürlüğü"nden celp edilerek, kooperatif konusunda uzman bir bilirkişi kurulundan rapor alınması, ..."nin üyeliği devredip devretmediği, devretmemiş ise çıkma payının ne şekilde ödendiği, anılan dilekçede geçen senetlerle ilgili anılan belgelerde herhangi bir kayıt bulunup bulunmadığı belirlenmelidir. Diğer anlatımla, davalının anılan kişiden üyeliği devir alıp almadığı kesin olarak belirlenmeli, devir almış ise anasözleşmenin 17/3. madde hükmü uyarınca devreden üyenin hak ve yükümlülüklerinin devir alana geçeceği, buna göre, devir alanın ödemelerinden geriye kalan borcu davalının devir aldığı, boşalan üyeliğe davalının yeni üye olarak kaydının yapıldığının belirlenmesi halinde ise, davalının anılan kişinin ödemelerinden yararlanamayacağı ve davalının kooperatife giriş tarihinden itibaren asıl alacak ve işlemiş faiz borcunun belirlenmesi gerektiği gözetilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Öte yandan, karar tarihinden önce 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu"nun 7. maddesinde aynen "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76"ncı, faize ilişkin 88"nci, temerrüt faizine ilişkin 120"nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138"nci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. " hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesinin "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz
oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının anılan yasal düzenlemedeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında
ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 42. maddesine göre genel kurul bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkisini haizdir. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi"nin 23/1. maddesinin 6. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidatın süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı BK’nın 101/2. (6098 sayılı TBK’nın 117.) maddesi hükmü karşısında, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Anapara faizi ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK" nın 88. maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun" un 2/1. maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur.
Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak temerrüt faizi oranını belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorundadırlar.
Somut olayda, davaya konu aidat borcu ve faiz oranı kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
Bu durumda, mahkemece, karar tarihinden önce yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, işlemiş temerrüt faizi oranı ve miktarı ile işleyecek temerrüt faiz oranı bakımından gerektiğinde
bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yasal düzenleme gözden kaçırılarak, yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.