![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2010/11765
Karar No: 2010/12656
Karar Tarihi: 01.12.2010
Muvazaa Nedeni İle Tapu İptali Tescil - Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/11765 Esas 2010/12656 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2010/11765 E., 2010/12656 K.
1. Hukuk Dairesi 2010/11765 E., 2010/12656 K.
- MUVAZAA NEDENİ İLE TAPU İPTALİ TESCİL
- 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 677 ]
- 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 18 ]
"İçtihat Metni"
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; miras bırakanın malik olduğu 100 parsel sayılı taşınmazını oğlu M...’nın eşi (murisin gelini) davalı A...’ye ölünceye kadar bakma akti ile 16.12.1983 tarihinde temlik ettiği, murisin 12.4.1984 tarihinde ölümünden sonra bazı mirasçıların, yapılan bu temlikin muris muvazaası ile illetli olduğu iddiası ile açtıkları davaların kabulle sonuçlanarak derecattan geçmek suretiyle kesinleştiği dosya içinde bulunan aynı mahkemenin 1999/370 esas 2000/244 karar ve 2003/245 esas 2003/359 karar sayılı dosyaları ile sabittir.
Davacı Ş... aynı iddia ile eldeki davayı açmış ancak, mahkemece derecattan geçmek suretiyle kesinleşen davaların tedvir ve intacı sırasında tanık olarak dinlenilen eldeki davanın davacısı Ş...’in, murisin bakıma muhtaç olduğunu, kimsenin ilgilenmediğini, davalı ve eşinin ölünceye kadar ilgilendiklerini ve murisle davalının ölünceye kadar birlikte yaşadıklarını belirttiği, mahkemece bu beyanların hükme esas alınarak davanın reddi cihetine gidildiği görülmektedir.
Hemen belirtilmelidir ki; gerek BK nun 18. maddesi ve gerekse kaynağını bu hükmün teşkil ettiği 1/4/1974 tarih ½ sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca bir temlik işleminin muvazaa ile illetli olduğunun saptanması halinde yoklukla malul olacağı, sonradan bu temlike icazet verilmesinin muvazaalı işlemi geçerli hale getirmeyeceği sabittir.
Esasen, derecattan geçen dava dosyalarında ifadesine başvurulan Ş...’in beyanına itibar edilmeyerek miras bırakanın temlikinin muvazaalı olduğu kabul edilmiştir. Öyleyse, Ş...’in önceki davalardaki beyanı eldeki davaya mani teşkil edeceği söylenemez. Bu sebeple davanın reddi doğru değildir.
Ancak, dosyaya ibraz edilen 19.2.2001 tarihli taahhütname başlığını taşıyan belgede davacı Ş..., taşınmaz kendisine temlik edilen A...’ye karşı bir dava açmayacağını ve dava açma hakkından vazgeçtiğini taahhüt etmiştir. Murisin ölümünden sonra davacı Ş...’in, miras bırakanın yapmış olduğu temlik işlemine karşı bu şekilde yapmış olduğu taahhüdün miras hakkı üzerinde gerçekleştirilen bir sözleşme niteliği taşıdığı ve Şakir’i bağlayacağı tartışmasızdır. Zira, TMK nun 677. maddesi hükmü uyarınca mirasçıların terekeden gelen miras payları üzerinde yapacakları tasarrufların yazılı olması kaydıyla geçerli olacağı açıktır.
Her ne kadar bahis konusu 19.2.2001 tarihinde düzenlenen belgede kendisine taşınmaz temlik edilen A...’nin imzası bulunmamakta ise de; A..., belgeyi imzalayan diğer taraf murisin oğlu M...’nın eşidir.
O halde, anılan belgenin muhtevi bulunduğu hakkın korunamayacağı söylenemez. Öyleyse, davanın reddi bu gerekçe ile sonucu itibariyle doğrudur. Davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 01.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.