23. Hukuk Dairesi 2013/3686 E. , 2013/6945 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalılar ... ve ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle, davalı ... yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalı arsa maliki ... arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin davalı arsa malikince bir hafta sonra haksız olarak feshedildiğini, sözleşmeye konu taşınmazın ifayı imkansız kılmak için davalı ..."a devredildiğini, bu şahıs tarafından da davalılar ... ve ... ile yeni bir sözleşme yapılarak tapuya şerh edildiğini, böylece diğer davalıların da bu haksız feshe iştirak ettiklerini ileri sürerek, şimdilik 60.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında ıslah ile maddi tazminat miktarını 324.373,00 TL"ye arttırmıştır.
Davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... ., davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalı ..."ın tüzel kişiliği olmadığından taraf ehliyetine ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle hakkındaki davanın usulden reddine, davalılar ... ve ..."un sözleşmenin tarafı olmadıkları, bu nedenle davada husumet ehliyetleri bulunmadığı gerekçesiyle, pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, sözleşmenin haksız feshinden kaynaklı davacıların kâr kaybının davacı ... açısından 13.957,48 TL, davacı ... açısından ise 5.845,34 TL olduğu, bu maddi tazminattan sözleşmenin tarafı olan ..."ın sorumlu olduğu gerekçesiyle, anılan miktarların davalıdan tahsili ile adı geçen davacılara ayrı ayrı verilmesine, davalı ... aleyhine açılan manevi tazminat davasının ise şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili davalılar ... ve ... yönünden temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin davalı ... yönünden tüm, davalı ... yönünden aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava, sözleşmenin arsa maliki tarafından haksız feshi sebebiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki 21.10.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin davalı arsa maliki ... tarafından 28.10.2005 tarihinde feshedildiği anlaşılmıştır. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taraflar arasındaki sözleşmenin davalı yüklenici tarafından tamamen kusurlu ve haksız olarak feshedildiği ve haksız fesihten dolayı istenen olumlu zarar kapsamındaki kâr kaybının BK"nın 356/1. maddesinin yollaması ile aynı Kanun"un 325. maddesinde düzenlenen "kesinti" yöntemine göre hesaplanması gerektiği isabetli olarak saptanmıştır. Bu yönteme göre, mahkemece, öncelikle sözleşmeye göre inşaatın teslim tarihi bulunduktan sonra sözleşmenin yapıldığı tarihten, bulunan bu teslim tarihine kadar, inşaatın yapıldığı yıllar itibariyle serbest piyasa rayici üzerinden toplam maliyet bedelinin (kâr hariç) eskale edilmeden hesaplanması ve sözleşme uyarınca yükleniciye isabet eden bağımsız bölümlerin, inşaatın bitim tarihindeki serbest piyasa satış bedelinden işi tamamen yapıp bitirmemesi nedeniyle tasarruf ettiği (malzeme, işçilik, sigorta, vergi, vs. gibi) giderler ile yüklenicinin boşta kaldığı süre içinde başka bir işten sağladığı veya sağlamaktan kasten kaçındığı kazanç miktarının düşülmesi ve bulunacak bu miktara hükmedilmesi gerekir. Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi kurulunda emlakçı bilirkişi bulunmadığı gibi, raporda inşaat maliyet bedellerinin piyasa rayicine göre hesaplanması gerekirken, Bayındırlık birim fiyatlarına göre hesaplandığı, bununla çelişecek şekilde yükleniciye düşecek bağımsız bölümlerin değerinin, hangi tarih esas alındığı belirtilmeksizin internet üzerinde yapılan araştırmalara göre belirlendiği anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, emlakçı bilirkişinin katılımı ile oluşturulacak yeni bir bilirkişi kurulundan, yukarıda özetlenen yönteme göre davacının kâr kaybı ile ilgili ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.