2. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/18934 Karar No: 2014/3725
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/18934 Esas 2014/3725 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2013/18934 E. , 2014/3725 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Şereflikoçhisar 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :21.02.2013 NUMARASI :Esas no:2012/85 Karar no:2013/150
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Toplanan delillerden davacı ile davalı Özlem"in 1992 yılında evlendikleri çalışma amacıyla yurt dışında yaşadıkları, Türkiye"ye geldiklerinde dava konusu evde kalıp yaşamsal faaliyetlerinin merkezi haline getirdikleri, Türkiye"de başka konutlarının olmadığı ve böylece taraflarca bu taşınmazın Türkiye"de aile konutu olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında davacının "aile konutu şerhi" konulmasına ilişkin isteminin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 24.02.2014 (Pzt.)
KARŞI OY YAZISI Tarafların 20 yılı aşkın süredir Almanya’da yaşadığı ve aile konutu şerhi konulması istenilen konutta 20 yılı aşkın süredir sadece tatile o da eğer gelirler ise kaldıkları konusunda değerli çoğunluk, yerel mahkeme ve karşı oy arasında “görüş birliği” vardır. Türk Medeni Kanununun 194.madde gerekçesinde aile konutu tanımlanmıştır. Bu tanımı değiştirmeye kanun koyucu dışında kimsenin hak ve yetkisi yoktur (HMK.md.33). Aile konutu “bütün yaşam faaliyetlerinin" geçirildiği alandır. Dava konusu konutta “bütün yaşam faaliyeti” değil sadece ve sadece “tatil faaliyeti” gerçekleştirilmektedir. Dava konusu konuta herhangi bir davada tebligat çıkarılıp kapısına yaptırılırsa bu tebligat geçersizdir. Çünkü tebligat bilinen son adrese yani Almanya’ya çıkarılması gerekir. Çünkü taraflar burada yaşamamaktadır. “Keyfe keder” gelinen bir yeri “BÜTÜN YAŞAM FAALİYETLERİN” gerçekleştirildiği yer olarak kabul etmeme Türk Medeni Kanununun 194. hükmü gerekçesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 33. hükmü izin vermemektedir. Yerel mahkeme hakimi Türk Medeni Kanununun 194. hükmüne ve bilimsel görüşlere uygun son derece isabetli bir karar vermiş olduğu için bozma kararına katılmam mümkün değildir.