10. Hukuk Dairesi 2015/19764 E. , 2016/3195 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı ..., asıl davada, borçlu olmadığının tespiti ile kesilen aylıkların kesilme tarihinden yasal faiziyle iadesini istemiş, Kurum ise birleşen davada, itirazın iptaliyle icra inkâr tazminatı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra ilâmında belirtilen şekilde, asıl davanın kabulüne karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davalı-karşı davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada mahkemece verilen ilk karar, Dairemizin 02.07.2014 günlü ve .........E. ..... K. sayılı ilâmıyla davacı ... ile eski eşi hakkında nüfus, adres ve seçim kayıtlarının irdelenerek adres değişiklikleri olup olmadığı ve eski eşiyle birlikte yaşayıp yaşamadığına dair yeterli araştırmanın yapılması gerekliliğine işaret ederek bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, ...... E., ........ sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir. Eldeki davada, mahkemece bozma sonrasında kendi imzasını taşıyan yazılı belge ile davacı ile eski eşinin birlikte yaşadıklarına dair yazıyı Kurum görevlilerine sunan muhtarın beyanı alınmış ise de, beyanından dönme gerekçeleri ve çelişki oluşturma nedenleri üzerinde durulmaksızın karar verilmesi, davacı ile eski eşinin seçim ve nüfus kayıtları istenilmiş ise de yıllar içerisinde hangi seçimde nerede ve hangi adres beyanı üzerine seçime katıldıklarını ayrıntılı bir şekilde gösterir cetvellerin dosya arasına getirilmemesi, davacı ile eski eşinin nüfus kayıtları ile adres ve yerleşim yerlerine dair ve davalı Kurumca yersiz ödeme çıkartılan uyuşmazlık konusu dönemde adres kayıtların tamamının getirtilmemesi, alınan beyanlara göre, davacının üst katında görümcesinin kaldığının belirtilmesi karşısında görümcesinin hangi tarihten itibaren davacının üst katında kalmaya başladığı ve davacının üst katında oturma gerekliliği üzerinde durulmaması, davacının oturduğunu beyan ettiği evin tüm aboneliklerinin ve eski eşi adına kayıtlı aboneliklerin hangi adreste olduğu hususlarının belirlenmemesi, sonuç olarak bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmemesi nedeniyle yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.