(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/43231 E. , 2020/9422 K.
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ: ...15. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile ödenmediğini iddia ettiği bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar yasal süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacının fazla çalışma alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen alacakların ödendiği varsayılır.Fazla çalışma yapıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, bu çalışmaların yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.Somut olayda, dosya kapsamındaki ücret bordrolarında ek kazanç tahakkuklarının mevcut olduğu görülmektedir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının imzasının bulunduğu 2012 yılı Mart, Eylül ve Ekim aylarına ait bordrolarda, 4.085,77-TL fazla çalışma ücretinin ödendiği belirtildiğinden, yapılan hesaplamada bu miktar mahsup edilmiştir. Ancak İlk Derece Mahkemesince öncelikle ek kazanç tahukkuklarının gerekirse taraflara da sorularak hangi alacağa istinaden yapıldığının netleştirilmemesi hatalı olmuştur. İmzasız ücret bordrolarındaki ek kazanç tutarlarının fazla çalışma ücreti karşılığı olarak tahakkuk ettirildiğinin belirlenmesi halinde, ödemesi banka kayıtları ile sabit olan fazla çalışma tahakkuklarının hesaplamalardan mahsup edilmesi gerekir. İmzalı bordrolardaki ek kazanç tahakkuklarının ise bu yönden incelemeye tabi tutulmadığı görülmektedir. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusu üzerine verilen kararda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının Şubat 2013 tarihinden iş akdinin sona erdiği tarihe kadar maaşlarının yatırıldığı ...Bankası A.Ş."deki hesap hareketine ilişkin ekstrelerin incelendiği ve davacının banka hesabına ödenen 41.298,87 TL’nin mahsup edilerek hüküm kurulduğundan bu yöndeki ilişkin istinaf sebebinin yerinde görülmediği şeklindeki ifade ise hatalı olmuştur. Zira anılan bilirkişi raporunda bu şekilde bir mahsup işlemi yapılmamış olup sadece karşılaştırma yapılmıştır. Bu itibarla, bu yönler gözetilmeksizin hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.Öte yandan; İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda yer alan fazla çalışma ücret alacağı hesabında, davacının günde 24 saat çalıştığının tespit edildiği günler açısından, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, bir işçinin günde en fazla fiilen 14 saat çalışabileceğinin ve İş Kanunu’nun 63. madde hükmü gereğince, haftalık normal çalışma süresi dolmamış olsa dahi günlük 11 saati aşan çalışmaların fazla çalışma sayılması gerektiği hususlarının gözetilmemesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.07.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.