17. Hukuk Dairesi 2015/4402 E. , 2017/9907 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalıya zorunlu trafik sigortalı aracın yaya kaldırımında yürüyen yaya müvekkiline çarpması sonucu müvekkilinin malul kaldığını, vücudunda sabit eser meydana geldiğini, müvekkilinin kazada kusuru bulunmadığını, ceza davasında şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği sigortalı aracın sürücüsünün beraatine karar verilmiş ise de, bu davada tanıklar dinlenerek yeni kusur raporu alınması gerektiğini, müvekkilinin simit ve pasta ustası olup iki adet imalathanesi olduğunu, aylık net 5.000 TL üzerinde kazancı olduğunu, davada tam kusura dayanılmadığını beyanla, belirsiz alacak davası olarak geçici ve sürekli işgöremezlik nedeniyle 5.000 TL maddi tazminatın 6.12.2012 temerrüt tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin poliçe limiti ve sigortalının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacının sigortalının kusurunu ve kendi zararını ispat etmesi gerektiğini, kazanç kaybının poliçe teminatına girmediğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, müvekkilinin dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu tutulabileceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, sigortalı araç sürücüsünün kusursuzluğu itibariyle davalı sigortacı da davacının zararından sorumlu tutulamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece kusur bilirkişi raporu alınmadan BK"nun 53. (yBK"nun 74.) maddesi hükmü uyarınca hukuk hakimi ceza davasında alınmış kusur raporu ile bağlı olmamakla birlikte, ceza mahkemesinin kesinleşen kararı karşısında ceza hakiminin saptadığı maddi olayların hukuk hakimini bağladığı, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz bulunduğu ... denetiminden de geçmek suretiyle kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile saptandığı gerekçeleriyle sigortalı araç sürücüsünün kusursuzluğu itibariyle, davalı sigortacı da davacının zararından sorumlu tutulamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 74. maddesine (818 Sayılı BK’nun 53. maddesi) göre hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hakimini bağlamaz. Buna göre, hukuk hakimi kural olarak ceza hakiminin belirlediği kusur oranı ile bağlı değil ise de, kesinleşen maddi olgu ile bağlıdır.(H.G.K. 06.02.2002 gün 2002/19-16, 2002/47 sayılı kararı)
HMK 266. ve devamı maddeleri gereğince çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir, hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece trafik kazasına dair davacı tanığı dinlendiği halde kusur bakımından rapor aldırılmamış, ceza dosyasındaki bilirkişi raporu ve beraat kararı esas alınarak karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece, ... (Kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2010/925 Esas, 2012/522 Karar sayılı ceza dosyası fiziken dosya içerisine alınarak, ceza dosyasında aldırılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporları da tartışılarak, alanında uzman bir bilirkişi heyetinden kusur hususunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık bilirkişi raporu aldırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 31.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.