17. Ceza Dairesi Esas No: 2016/5692 Karar No: 2016/8676 Karar Tarihi: 07.06.2016
Hırsızlık - konut dokunulmazlığını ihlal - mala zarar verme - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2016/5692 Esas 2016/8676 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanıkların hırsızlık suçundan kurulan hükümlerini incelerken, araçta yapılan aramada müştekiden çalıntı eşyalara el konulduğu ve sanıkların müştekinin zararını giderme konusunda herhangi bir çaba göstermediği belirtildi. Sanıklara hırsızlık suçundan TCK'nın 142/2-h, 143. maddeleri uyarınca belirlenen 7 yıl 6 ay hapis cezasından, aynı Yasa'nın 43. maddesi uyarınca ¼ oranında ceza arttırımı yapıldığı ancak TCK'nın 168. maddesine göre netice cezanın 4 yıl 8 ay 7 gün hapis cezası şeklinde doğru olarak belirlendiği belirtildi. Anayasa Mahkemesi'nin TCK'nın 53. Maddesi'nin birinci, ikinci ve dördüncü fıkralarındaki bazı sözcükleri iptal ettiği kararın, anılan Kanun maddesinin 1. fıkrasındaki \"hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak\" hükmü gereğince infaz aşamasında dikkate alınması gerektiği belirtildi. Kanun maddeleri ise şöyle: 5219 sayılı Kanun'un 3-B maddesiyle değişik 1412 sayılı CMUK'nun 305/1. ve 317. maddeleri, TCK'nın 142/2-h, 143., ve 168. maddeleri, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi.
17. Ceza Dairesi 2016/5692 E. , 2016/8676 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: I-Sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde; Hükmolunan cezaların miktar ve türüne göre; 21/07/2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun"un 3-B maddesiyle değişik 1412 sayılı CMUK"nun 305/1. maddesi gereğince hüküm tarihine göre temyizi olanaklı olmadığından sanıklar ..., ..., ..., ... ile müdafiilerinin temyiz isteklerinin 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak AYRI AYRI REDDİNE, II-Sanıklar hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince; Sanıkların son eylem tarihi olan 30.10.2015 günü yakalanmaları üzerine, araçta yapılan aramada, içinde müştekiden çalıntı bir kısım bakır kap kaçağın da bulunduğu eşyalara el konulup, sonradan müştekinin teşhisi ile teslim edildiği, sanıklar ... ve ..."un yargılama aşamasında, müştekinin zincirleme şekilde işlenen hırsızlık suçu nedeniyle oluşan toplamda 2.000,00 TL zararını giderdikleri anlaşılmakla, aradan uzunca bir zaman geçtiği halde, müştekinin zararını giderme hususunda herhangi bir çaba göstermeyen sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlerde uygulama koşulları bulunmadığı halde TCK"nın 168. maddesinin tatbik edilerek eksik cezaya hükmolunması aleyhe temyiz olmadığından; tüm sanıklar hakkında hırsızlık suçundan hüküm kurulurken TCK"nın 142/2-h, 143. maddeleri uyarınca belirlenen 7 yıl 6 ay hapis cezasından, aynı Yasa"nın 43. maddesi uyarınca ¼ oranında ceza arttırımına gidildiği sırada 8 yıl 16 ay 15 gün yerine 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezasına hükmedilmiş ise de devamında tatbik edilen aynı Yasa"nın 168. maddesine göre netice cezanın 4 yıl 8 ay 7 gün hapis cezası şeklinde doğru olarak belirlenmiş olması karşısında bu husus sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamış; TCK"nın 53.Maddesinin uygulanması sırasında birinci, ikinci ve dördüncü fıkralarındaki bazı sözcüklerin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, anılan Kanun maddesinin 1. fıkrasındaki ""hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak"" hükmü gereğince infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilmiştir. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanıklar ..., ..., ..., ... ile müdafiilerinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, 07.06.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.