(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/43230 E. , 2020/9421 K.
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ: ... 15. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkiline ödenmediğini iddia ettiği fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar yasal süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacının fazla çalışma alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. Somut olayda, dinlenen davacı tanığı ... Mağazasında davacı ile birlikte çalıştıklarını, kendisinin müdür yardımcısı, davacının ise mağaza müdürü olduğunu, davacının çıkarıldığı tarihte ayrı mağazalarda olduklarını, davacı ile aynı mağazada 2011 yılı Şubat ayından 2013 yılı Mart ayına kadar birlikte çalıştıklarını beyan etmiştir. Mahkemece hükme esas alınan kök bilirkişi raporunda, davacının çalıştığı değişik bölgelerdeki çalışma sürelerinin tamamına ilişkin görgüye dayalı bilgi sahibi olmadıkları, ancak emsal dosyada dinlenen davalı tanığı ...’nin beyanı esas alınarak, ortalama haftanın 6 gününde 07.30-19.30 saatleri arasında çalıştığı ve bu suretle haftalık 18 saat fazla çalışma yaptığı tespit edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince kök bilirkişi raporuna göre davacıya ödenen temel ücrete fazla çalışma karşılıklarının yıllık bazda 270 saate kadar olan kısımlarının dahil olduğunun kabul edildiği belirtilmesine karşın, ek bilirkişi raporundaki bu yönde düzenlemeyi içeren iş sözleşmesinin sunulmadığı gerekçesiyle yıllık bazda 270 saatlik fazla çalışma süresi dışlanmaksızın yapılan hesaplama doğrultusunda hüküm kurulması çelişki arz etmektedir. Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre aylık ücrete fazla mesainin dahil olduğu yönünde bir sözleşme hükmü bulunmadığına göre ek bilirkişi raporunda varılan sonuç isabetlidir. Ancak verilen hükmün eksik incelemeye dayalı olduğu anlaşılmakadır. İlk Derece Mahkemesince gerekirse davacı tanığı yeniden dinlenip bu tanığın kurum kayıtları ve hizmet döküm cetveli vasıtası ile davacıyla birlikte çalıştığını beyan ettiği dönem denetlenerek, davacı tanığının hangi dönemler itibariyle davacı ile birlikte aynı mağazada çalışmasının bulunduğu davalıdan da sorulmak suretiyle, mağaza müdürü olan davacı ile mağaza müdür yardımcısı davacı tanığının arasındaki görev paylaşımı ve çalışma düzeni araştırıldıktan sonra usuli kazanılmış hak ilkesi de gözetilerek sonucuna göre tanığın beyanına bu dönemler açısından itibar edilerek fazla mesai alacağı hakkında karar verilmesi gerekirken, emsal gösterilen dosya davalı tanığının, dinlendiği dosya davacısına ilişkin beyanı esas alınarak hüküm kurulması hatalıdır.SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.07.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.