Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11796
Karar No: 2018/3567
Karar Tarihi: 25.06.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/11796 Esas 2018/3567 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2016/11796 E.  ,  2018/3567 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak davalarının yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerle asıl davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükümlerin davalı-birleşen dosyada davacı vekilince duruşmalı, davacı-birleşen dosyada davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-birleşen dosyada davalı vekili Av. ... ile davalı-birleşen dosyada davacı vekili Av. ... gelmiş olduğundan, duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Asıl davada davacı vekili, davacının davalı ile ... bölgesinde davacının tek satıcı olarak bonfire enerji içeceğini satması hususunda anlaşma imzaladığını, bu anlaşmaya güvenerek işyeri kiraladığını ve muhtelif sayıda araç satın aldığını, davalıdan çeşitli tarihlerde bonfire enerji içeceği satın aldığını, ancak belirli bir süre sonra davalının tek satıcılık sözleşmesine aykırı olarak ... bölgesinde başka şirketlere ve şahıslara bonfire enerji içeceği sattığının öğrenildiğini, bunun üzerine sözleşmenin feshedildiğini, uğranılan zararların istenildiğini, davalının ihtara cevap vermediğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin haklı nedenle feshi nedeniyle davacının uğradığı tüm menfi, müspet zararların, kar mahrumiyetlerinin ve müşteri (portföy) kayıplarının tazmini için şimdilik 10.000,00 TL’nin ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 15.11.2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Asıl davada davacı vekili mahkemeye sunduğu 28.03.2013 tarihli dilekçesi ile dava değerini 245.312,68 TL olarak ıslah etmiştir.
    Asıl davada davalı vekili, davacının almayı taahhüt ettiği miktarda ürünü satın almadığını, bu sebeple davacı tarafça sözleşmenin feshinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Birleşen davada davacı vekili, davalının taahhüt etmiş olduğu ürünleri almadığını ve bu şekilde zarara uğradıklarını iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla şimdilik 10.000,00 TL zararlarının tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada davacı vekili mahkemeye sunduğu 26.11.2013 tarihli dilekçesi ile dava değerini 276.984,66 TL olarak ıslah etmiştir.
    Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, birleşen davada davacının davalının eksik alım yapmış olması nedeniyle uğramış olduğu zararı istediği, ancak taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesinde davacıya fesih hakkı tanındığı, ancak davacının bu fesih hakkını kullanabilmesi için aykırılığın giderilmesi için süre tanıması gerektiği, ancak birleşen davada davacının süre tanımadan, uyarı yapmadan dava açtığı, bu sebeple birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiği, ayrıca birleşen dosyada davacı, asıl dosyada davalının aradaki tek satıcılık sözleşmesine aykırı davrandığı, bu cümleden olarak tek satıcı asıl dosya davacısının bölgesinde satış yaptığı, bu hususun ... 19. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/200 esas sayılı dosya içeriğinden anlaşıldığı, bu şekilde asıl dosya davacısının zararına sebep olduğu, zarar miktarının da en son alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabul, kısmen reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    (1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin birleşen dosyaya konu dava hakkındaki yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    (2) Davacı-birleşen dosyada davalı vekilinin birleşen dosyaya konu dava hakkındaki temyizine gelince; birleşen dava reddedilmiş olmakla, reddedilen dava değeri üzerinden birleşen dosya davalısı yararına nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu yönde bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
    (3) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı-birleşen dosyada davalı vekili ile davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin asıl dosyaya konu dava hakkındaki aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    (4) Davacı-birleşen dosyada davalı ile davalı-birleşen dosyada davacı arasında tek satıcılık sözleşmesi bulunduğu anlaşılmaktadır. Tek satıcılık sözleşmesi ile yapımcı (somut olayda davalı-birleşen dosyada davacı) mamullerin tamamının veya bir kısmını belirli bir bölgede inhisari olarak satmak üzere tek satıcıya (somut olayda davacı-birleşen dosyada davalı) gönderme yükümlülüğünü üstlenir. Diğer bir anlatımla yapımcının sözleşme bölgesinde tek satıcı dışında başka bir satıcıya mal göndermemesi bu sözleşmenin doğal sonucudur. Davalı-birleşen dosyada davacının, davacı-birleşen dosyada davalının yetkili tek satıcılık bölgesi içinde kalan alan içerisinde davacı-birleşen dosyada davalıdan izin almaksızın üçüncü kişiye satış yapması sebebiyle davacı-birleşen dosyada davalının sözleşmeyi haklı olarak feshettiği anlaşılmaktadır. Böyle bir halde davacı-birleşen dosyada davalı, satış yapmama yükümlülüğünü ihlal eden davalı-birleşen dosyada davacıdan, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK.’nun 96 vd. maddeleri uyarınca tazminat (zararını) isteyebilir. Ancak davacı-birleşen dosyada davalı, müspet zarar içerisinde kalan kar mahrumiyeti dışındaki diğer zarar kalemlerini ispat edememiştir. Bu durumda yalnızca kar mahrumiyetine ilişkin zararını isteyebilir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda kar mahrumiyetinin hesaplanmasında sözleşmede öngörülen yıllık alım kotası (50.000,00 koli ürün) ve bu kotaya göre satılmayan ürün miktarı dikkate alınmış ise de, bu şekilde bir hesaplama yapılması doğru görülmemiştir. Somut olayda sözleşme süresi bir yıl olup, fesih tarihi itibariyle sözleşme süresinin bitmesine yaklaşık yirmi gün kalmıştır. Davacı-birleşen dosyada davalı ancak kalan süreye tekabül eden kar mahrumiyetini isteyebilir. Davacı-birleşen dosyada davalı bir yıl içinde satması gereken 50.000,00 koli üründen, fesih tarihine kadar 4.161 koli ürün satmıştır. Bu durumda bilirkişi tarafından fesihten sonra kalan süreye tekabül eden kar mahrumiyeti hesaplanırken, davacı-birleşen dosyada davalının fesihten önceki sürede sattığı ürüne göre, fesihten sonra kalan sürede satabileceği ürün miktarı dikkate alınmalıdır. Ancak hesaplama yapılırken davacı-birleşen dosyada davalının fesihten sonraki sürede satabileceği ürün miktarı, davalı-birleşen dosyada davacının üçüncü kişiye sattığı ürün miktarından (1.623 koli) daha az olarak değerlendirilmemelidir. Başka bir deyişle davacı-birleşen dosyada davalının fesih tarihine kadar sattığı ürüne göre, fesihten sonra kalan sürede satabileceği ürün miktarı 1.623 koliden fazla ise bu miktarın, daha az ise 1.623 kolinin hesaplamada dikkate alınması gerekmektedir. Mahkemece asıl dosyaya konu davada yukarıda açıklanan veriler ve ilkeler çerçevesinde bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bend uyarınca davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin birleşen dosyaya konu dava hakkındaki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle birleşen dosyaya konu dava hakkında kurulan hükmün vekalet ücreti yönünden davacı-birleşen dosyada davalı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bend uyarınca davacı-birleşen dosyada davalı vekili ile davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin asıl dosyaya konu dava hakkındaki sair temyiz itirazlarının reddine, (4) nolu bendde açıklanan sebeplerle asıl dosyaya konu dava hakkında kurulan hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı-birleşen dosyada davalı ve davalı-birleşen dosyada davacı yararına Yargıtay duruşma tarihi dikkate 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin birinden alınarak yek diğerine verilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 25/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi