11. Hukuk Dairesi 2012/10810 E. , 2013/172 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/03/2012 tarih ve 2012/165-2012/165 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
İhtiyati hacze itiraz edenler vekili, mahkemece davalı alacaklının alacağının vadesinin geldiği ve alacak için bir rehinin bulunmadığı gerekçesiyle İİK"nun 257. maddesi gereğince ihtiyati haciz kararı verdiğini ancak alacağın ipotek ile teminat altına alındığını hatta ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte bulunduğunu ve ipotek altına alınan gayrimenkulün değerinin alacak miktarından fazla olduğunu ileri sürerek, ihtiyati haczin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
İhtiyati haciz isteyen vekili, müvekkili ile dava dışı şirket arasında düzenlenen sözleşme uyarınca şirkete kredi tahsis edildiğini ve ihtiyati hacze itiraz edenlerin müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıklarını, kredi borcunun rehinle teminat altına alınmış olsa bile BK."nun 487. maddesi uyarınca müteselsil kefil aleyhine takip yapılabileceğini, müteselsil kefilin vermiş olduğu ipoteğin ancak kendi kefalet borcunu da teminat aldığı durumda ilamsız takip yapılamayacağını savunarak, talebin reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm kanıtlara göre, BK."nun 487. maddesi gereğince müteselsil kefil ve müteselsil borçlu sıfatı ile sözleşmeyi imzalamış olan borçlulara asıl borçluya müracaat ve rehinleri nakde çevirmeden evvel takip yapılması ve müracaat edilmesinin mümkün olduğu, alacaklının kefiller hakkında takibata geçmeden önce rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yaptığı, borç miktarına ve rehinli taşınmaz değerine göre alacağın teminat altında olduğu, bu belirliliğe rağmen itiraz eden borçlular hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi ve başka taşınmazlarına ve hatta iş yerine bu karara dayanılarak haciz konulmasının MK."nun 2. maddesine ve BK."nun 487.maddesi amacına uygun görülmediği gerekçesiyle, mahkemenin 2012/165 Değişik İş Esas, 2012/165 Karar sayılı ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kararı, ihtiyati haciz isteyen vekili temyiz etmiştir.
İİK"nun 45. maddesi hükmüne göre, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflâsa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Ancak, rehinin tutarı borcu ödemeye yetmezse alacaklı kalan alacağının iflâs veya haciz yoluyla takip edebilir. Kefillerin sorumluluğu BK"nun 487/1. maddesinde hükme bağlanmıştır. Anılan düzenlemeye göre kefil, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatı ile veya bu gibi diğer bir sıfatla borcun ifasını üstlenmiş ise alacaklı asıl borçluya müracaat ve rehinleri paraya çevirmeden evvel kefil aleyhinde takip yapabilecektir. Dolayısıyla, alacaklının kefile veya kefillere yönelik olarak ihtiyati haciz talep etmesine engel bir durum bulunmamaktadır.
Somut olayda asıl borçluya yönelik bir istem yoktur. Bu durum karşısında, asıl borçlunun ve kefil davalı ..."ın taşınmazlarının sadece asıl borçlunun sorumluluğunun teminatı için ipotek verildiği dikkate alınarak ve sonucuna göre karar verilmek gerekirken ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz isteyen vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın ihtiyati haciz isteyen yararına BOZULMASINA, 08/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.