19. Ceza Dairesi 2016/7418 E. , 2018/3093 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1-İİK’nın 345/A maddesine aykırılık suçundan kurulan hükme yönelik incelemede,
İİK’nın 345/A maddesindeki suçun oluşabilmesi için, aynı Kanun"un 179. ve 6102 sayılı TTK’nın 376. maddesinde öngörülen koşullarda şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenmesini müteakip, şirketin iflasının istenmesi şartlarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği cihetle, öncelikle borçlu şirketin bağlı bulunduğu Vergi Dairesi Müdürlüğünden borçlu şirketin muhasebecisi öğrenilerek bu yerden, bunun mümkün olmadığı takdirde zabıta marifetiyle yaptırılacak araştırma suretiyle şirkete ait ticari defterlerin ve kayıtların temini yoluna gidildikten sonra, borçlu şirket hakkındaki kesinleşmiş tüm icra takip dosyaları da tespit edilerek, bu takip dosyalarındaki alacak miktarları da şirketin pasifine eklendikten sonra ticari defterler, kayıtlar ve banka hesapları üzerinde karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılmasını müteakip, şikayet tarihi itibariyle şirketin iflasının istenmesi şartlarının oluşup oluşmadığı saptanıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken sadece bilançoya dayalı bilirkişi raporu esas alınarak eksik kovuşturmayla yazılı şekilde mahkumiyet kararları verilmesi,
Kabule göre de,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 75. maddesinin birinci fıkrası uyarınca uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adli para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı altı ayı aşmayan suçlar ön ödemeye tabi olup, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu"nun 345/A maddesinde öngörülen suçun cezasının üst sınırı üç ay hapis cezası olduğundan ve suç tarihi itibariyle uzlaşma kapsamında bulunmadığı gözetilerek, sanık hakkında önödeme ihtaratında bulunulup sonucuna göre durumun tayini gerekirken anılan ihtarat yapılmadan yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
2-İİK’nın 337/a maddesine aykırılık suçundan kurulan hükme yönelik incelemede,
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2012 tarih, 2011/505, 509, 513 E, 21/02/2012 tarih, 2011/506, 510, 511, 621 E sayılı kararlarında açıklandığı üzere “tacir sayılan limited şirketlerin, temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, sorumlu oldukları şirketlerin ticareti terk etmeleri halinde; İcra İflas Kanunu"nun 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisnaya yer verilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi aynı Kanun"un 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmalarına bir engel bulunmadığı" yönündeki ulaşılan sonucun zaman içerisinde yerleşik uygulamaya dönüşmüş olması, ticareti terk eden tacir açısından; muhatapların haklarını korumaya yönelik olarak İİK"nın 44. maddesi ile, ticareti terk eden bir tacire; 15 gün içerisinde keyfiyeti kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirme ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunma, Ticaret Sicili Memurluğunca ticaret sicili ilanlarının yayınlandığı gazete"de ve alacaklıların bulunduğu yerlerde de mutat ve münasip vasıtalarla ilan etme ve ilan masraflarını da ödeme yükümlülükleri yüklenmiş, bu yükümlülüklere aykırı davranmanın yaptırımı ise İİK’nın 337/a maddesinde düzenlenmiş olup, takibi şikayete bağlı olan seçimlik hareketli bu suçun;
1- İİK"nın 44. maddesine göre mal beyanında bulunulmaması,
2- Mal beyanında mevcudun eksik gösterilmiş olması,
3- Aktifte yer alan malın veya yerine kaim olan değerin haciz veya iflas sırasında gösterilmemesi,
4- Mal beyanından sonra, beyan edilen bu mallar üzerinde tasarruf edilmesi” şeklinde sıralanan seçimlik hareketlerden herhangi birisinin işlenmesiyle, diğer koşulların da (alacaklının zarar görmesi ve borçlunun tacir olması gibi...) gerçekleşmesi halinde oluşacağı konusunda gerek uygulamada gerek öğretide herhangi bir duraksamanın mevcut olmaması; somut olayımızda bu eylemden dolayı şikayetçi olan müştekinin zarar gördüğünün dosya içeriğinden anlaşılması karşısında; öncelikle borçlu ticaret şirketlerinin tescil adresinde zabıta araştırması yaptırılarak, kayıtlı olduğu Vergi Dairesi Müdürlüğünden mükellefiyetinin devam edip etmediği sorulup, şikayet tarihi itibarıyle en son verilen vergi beyanname örnekleri getirtilerek incelenip, mükellefiyetinin devam ettiğinin ve farklı adres bildirilmesi halinde bu adreste de zabıta araştırması yaptırılarak, delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik kovuşturmayla yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de,
02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanununun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile" ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 354. maddesinin aynı Kanun"un 337/a maddesinde düzenlenen suç yönünden uzlaştırma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, suçun işlenmesinden sonra fail ile mağdur arasındaki çekişmeyi bir uzlaştırmacının girişimiyle kısa zamanda tarafların özgür iradeleriyle ve adli merciler daha fazla meşgul edilmeden sonuçlandırmayı amaçlayan uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması ve İcra ve İflas Kanunu"nun 354. maddesinin yerine geçip anılan maddenin uygulanmasını ortadan kaldırmaması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik CMK"nın 253, 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 20.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.