11. Hukuk Dairesi 2011/15375 E. , 2013/170 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27.09.2011 tarih ve 2011/589-2011/417 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı ... şirketinin mallarının ..."ya nakliyesi konusunda anlaştıklarını, buna istinaden davalı ile taşımacılık sözleşmesi imzaladıklarını, ancak davalının sağlam olarak teslim aldığı malları hasara uğrattığını, malların sahibi dava dışı şirketin sigortalısı tarafından müvekkili aleyhine ..."da açılan davada müvekkilinin tazminat ödemeye mahkum edildiğini, kararın tenfiz edilmesi sonucu 28.01.2009 tarihinde 4.227.80 TL ve 10.991.04 Avro ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, 28.209 TL"nın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, CMR Konvansiyonu"nun 32. ve TTK"nun 767. maddesi gereğince uluslararası kara taşıma yoluyla eşya taşıma işinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda zamanaşımı süresinin 1 yıl olduğunu, davacı şirkete gönderenin sigortacısı tarafından açılan davanın kesinleştiği tarihten itibaren 1 yıl içinde müvekkiline rücu davası açılmadığından dolayı davanın zamanaşımı uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm kanıtlara göre, CMR"nin 39/4 maddesine göre, taşımacılar arasındaki davada 32. maddenin hükümlerinin uygulanacağı, bununla beraber zamanaşımının ya bu anlaşma gereğince ödenmesi gereken tazminatın miktarını tayin eden son mahkeme kararı tarihinden ya da ödeme tarihinden itibaren başlayacağının hüküm altına alındığı, davacı aleyhine sonuçlanan Alman Mahkemesinin kararının 23/05/2006 tarihinde kesinleştiği, zamanaşımı süresinin bu tarihten itibaren başlaması gerektiği, bu kararın Türkiye"de tenfiz olunmasının icrayı gerektiren usuli bir işlem olduğu, davacının ödemesi gereken borcun Alman Mahkemesindeki kararla belirlendiği ve kesinleştiği, dolayısıyla davacı tarafın CMR 32. maddesinde belirtilen zamanaşımı süresi geçtikten sonra işbu davayı açtığı gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 5,90 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 08.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.