7. Ceza Dairesi 2014/25114 E. , 2015/20287 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 7 - 2013/147157
MAHKEMESİ : Kilis 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/01/2013
NUMARASI : 2012/466 (E) ve 2013/45 (K)
SUÇ : 4733 sayılı yasaya muhalefet
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I- Katılan Gümrük idaresi vekilinin temyizine göre yapılan incelemede;
Eylemin 4733 sayılı yasaya muhalefet suçunu oluşturduğu, bu suçtan zarar gören T.. K.. olup suçtan doğrudan zarar görmeyen gümrük idaresinin kamu davasına katılmasına karar verilmiş olması hükmü temyize hak vermeyeceğinden gümrük idaresi adına hazine vekilinin temyiz isteğinin 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II- Sanık R.. Ü.."ın temyizine gelince ;
Sanık R."ün kolluktaki savunmasında aracı yeni aldığını söylemesi, temyize gelmeyen sanık A."ın ise aşamalardaki savunmalarında aracı R."ün yeni aldığını ve kullanmayı bilmediği için kendisinin kullandığını beyan etmesi, kayden malik görünen A. T."ın, kendisine çıkarılan tebligata rağmen duruşmaya gitmemesi karşısında, aracın sanık R.. Ü.."a ait olduğu anlaşılmakla; ele geçen kaçak eşyanın tür ve miktarı ile dava konusu nakil vasıtasının niteliği dikkate alındığında dava konusu eşyanın, hacim ve miktar itibari ile ağırlık bölümünü oluşturduğu ayrıca dava konusu eşya ve nakil vasıtasının değerleri dikkate alındığında nakil vasıtasının müsaderesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğurmayacağı ve bu nedenle TCK"nun 54/3. maddesi uyarınca hakkaniyete de aykırı bir yanın bulunmadığı dikkate alınarak, dava konusu nakil vasıtasının müsaderesi yerine, yazılı şekilde iadesine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.10.2015 günü oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Sanık tarafından kaçak sigara naklinde kullanılan aracın zoralımının TCK.nun "54/3. maddesinde anlatıldığı şekilde verilen cezaya nazaran daha ağır sonuçlar doğuracağı ve bu nedenle hakkaniyete aykırı olacağı" gerekçesiyle mahkemece ruhsat sahibine iadesine karar verilmesine karşın, dairece kaçak eşyanın miktar ve değeri, hacim itibariyle aracının taşıma kapasitesinin ağırlıklı bölümünü oluşturduğu, yine nakil vasıtasının müsaderesinin hakkaniyete aykırı bir yanının da bulunmadığı gerekçesiyle müsaderesi yerine iadesine karar verilmesini bozma nedeni yapmıştır.
Yerel mahkeme hükmü sadece sanık tarafından temyiz edilmiştir. Aleyhine temyiz yoktur.
CMUK"nun 326. maddesi son fıkrası aleyhe temyiz olmadığı takdirde, yeniden verilecek hüküm önceki hükümle verilen cezadan ağır olamaz hükmünü amirdir.
Mahkemece iadesine karar verilen eşya bizatihi yasak nitelikte yasalar gereği zoralımı zorunlu bir eşya olmayıp, kaçak eşya naklinde kullanılan taşıma aracıdır. Aracın kendisi kaçak olmayıp, yasa dışı yollardan elde edildiğine dair de hiçbir belge yoktur. Bu nitelikteki bir aracın zoralımı, sanığın mülkiyet hakkını sonlandıran ceza niteliğini taşıyan bir karardır. Zoralımın, ceza yasasında güvenlik tedbirleri bölümünde düzenlenmesi her koşulda güvenlik tedbiri olduğu şeklinde yorumlanmamalıdır. Aksi halde sanık hakkının ihlali anlamına gelir.
Aleyhe bozma yasağının bir amacı da, sanıkların temyiz yasa yoluna başvurmaktan korkmamasını sağlamak, hak arama özgürlüğünün önünü açmaktır.
Anayasamıza göre T.C hukuk devletidir.
Hukuk devleti, devlet organlarının tüm eylem ve işlemlerinde hukuka uygun davranan devlet olarak ta tanımlanmaktadır.
CMUK"nun 326. maddesi son fıkrasının dar yoruma tabi tutularak, aleyhe değiştirmeme ilkesinin mutlak surette ve sadece verilen ceza miktarı ile sınırlı tutularak, sanık aleyhine ceza gibi sonuçlara yol açmak ceza ve usul yasalarının temel esprisine aykırı olup, hukuk devleti ilkesini de zedeler niteliktedir.
Suçta kullanılan nakil vasıtasının aleyhe temyiz olmadığı halde bozulması, sanık yönünden bozmaya uyulduğu taktirde önceki hükümden çok daha ağır hukuksal sonuçları doğuracağı açıktır.
Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı bozma kararına katılmıyorum.
Muhalif Üye