19. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/1444 Karar No: 2018/3566 Karar Tarihi: 25.06.2018
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/1444 Esas 2018/3566 Karar Sayılı İlamı
19. Hukuk Dairesi 2017/1444 E. , 2018/3566 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl istirdat, birleşen menfi tespit davalarının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların reddine yönelik olarak verilen hükümlerin süresi içinde asıl dosya davacısı ... vekili ile birleşen dosya davacısı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
(1) Dosyadaki yazılara, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, asıl dosya davacısı ... vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. (2) Dosyadaki yazılara, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, birleşen dosya davacısı ...’ın birleşen dosyada davalı ... yönünden verilen ret kararına yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. (3) Birleşen dosya davacısı ...’ın birleşen dosyada davalı ... hakkında verilen ret kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince dava çekten dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dairemizin 23.11.2015 gün, 2015/2045 E.-2015/15263 K. sayılı ilamında “…lehtara karşı ödeme yapılmış olması keşideci ile lehtar arasındaki kişisel ilişki niteliğinde olup, bu nitelikteki şahsi def’ilerin ciro yolu ile çeke hamil olan kişiye karşı ileri sürülebilmesi ise 6102 sayılı TTK.’nın 818/1-e maddesi yollaması ile aynı Kanunun 687/1. maddesi uyarınca hamilin senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğunun kanıtlanması koşuluna bağlıdır. Mahkemece bu yönler üzerinde durulup tartışılmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda birleşen davanın davalı ... yönünden kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denilmiştir. Bozma ilamında da açıkça ifade edildiği gibi, birleşen dosya davacısı ...’ın lehtara karşı ileri sürebileceği def’ileri hamil ...’ye karşı da ileri sürebilmesi, hamilin bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini kanıtlamasına bağlıdır. Bu husus tanık dahil her türlü delil ile ispat edilebilir. Birleşen dosya davacısı bu hususta tanıkları olduğunu bildirmiş ise de, mahkemece davacının tanık dinletme talebi usule aykırı olarak ret edilmiştir. Bu sebeple mahkemece davacının davalı hamil ...’nin bile bile zararına hareket ettiğini her türlü delil ile ispat edebileceği gözetilerek, bu hususta sunduğu deliller (tanık ve ceza dosyası) toplanıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bent uyarınca asıl dosya davacısı ...’nün temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle birleşen dosya davacısı ...’ın birleşen dosya davalısı ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bend uyarınca hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden asıl dosya davacısı ... vekili ile birleşen dosya davacısı ..."a iadesine, 25/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.