22. Hukuk Dairesi 2015/10564 E. , 2016/6682 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, hafta tatili, asgari geçim indirimi ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirkette Belediye Başkanlığında 2001 yılından itibaren üç yıl süre ile temizlik işçisi olarak çalıştığını, ardından Huzurevinde görevlendirildiğini, burada 16.11.2012 tarihine kadar çalıştığını, bu çalışmalarının hizmet alım sözleşmeleri ile bu işleri yürüten taşeron şirketlerin işçisi olarak gerçekleştiğini, iş sözleşmesinin sebep bildirilmeksizin feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, resmi tatail ücreti ve yıllık izin ücreti alacağının belirtilen faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; alacaklardan sorumlu olmadığını; davalı şirket vekili davacının hiçbir alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının iş akdini feshetmesini haklı fesih olarak değerlendirilmekle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacağının ispatı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 46. maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Kanun"un 63. maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması şartıyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46. maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.
Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmidört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmidört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır.
Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Dosya içeriğinden davacı işçinin davalı işverenden yapmış olduğu tatil çalışma ücretlerinin tahsilini talep ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece karara esas alınan bilirkişi raporunda davacının çalışma dönemi için hafta tatili ve genel tatildeçalıştığı kabul edilmiştir. Davacının tatil alacaklarının davacı işçi tarafından imzası inkar edilmeyen ve bazı aylarda tahakkuku bulunduğu anlaşılan bordrolar ibraz edilmiştir Ücret bordrolarının tetkikinde 2007/8, 2008/12, 2009/4-5-9-10-11. aylar bordrolarında ulusal bayram ve genel tatul çalışma ücreti tahakkuk ettirildiği; 2009/4 ve 9, 2010/1-4-5-8-9-10-11, 2011/1-4-5-8-10-11-12, 2012/1-4-5-8-10. aylara ait bordrolarında ise hafta tatili çalışma ücreti tahakkuk ettirildiği görülmüştür. Dosya kapsamında dinlenen davacı tanıklarından biri bayram tatili konusunda beyanda bulunmamış, diğeri çalışıldığına yönelik beyan vermiştir. Aynı şekilde bir tanığın haftada altı gün çalışıldığı yönündeki beyanı da davalı tanığı anlatımı ile uyumludur. Bilirkişi tarafından her ne kadar tahakkuk bulunan aylar dışlanarak hesaplama yapılmışsada tanıkların anlatımları dikkate alındığında çalışılan dönemin ödemeler ile karşılandığı ve imzalı ücret bordrolarında tahakkuk olan aylar haricinde çalışmanın ispatlanmış olmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre mahkemece, davacının bu talebinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.