9. Hukuk Dairesi 2008/12861 E. , 2010/4638 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, fazla çalışma, hafta ve genel tatil
alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Kıdem tazminatı bakımından uygulanması gereken faiz konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 120 maddesi hükmü uyarınca kıdem tazminatını düzenleyen 1475 sayılı yasanın 14. maddesi halen yürürlüktedir. Anılan 14. maddenin 11. fıkrası hükmüne göre kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir.
Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi halinde bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği 1475 sayılı Kanunun 14/11. maddesinde öngörülmüştür. O halde faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır. Bu noktada, iş sözleşmesinin ölüm ya da diğer nedenlerle son bulması faiz başlangıcını değiştirmez. Ancak, yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde 1475 sayılı yasanın 14/3. maddesine göre işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarih olmalıdır.
Emekliliğe hak kazanma belgesi işverene bildirilmişse, işverence kıdem tazminatı olarak ilk taksitin ödendiği tarih bakiye kıdem tazminatı için de faiz başlangıcı olmalıdır. Böyle bir taksit ödemesi de olmadığı durumlarda faiz başlangıcı, davanın açıldığı ya da icra takibinin başladığı tarihtir.
Kıdem tazminatı ödenmekle feri hak olan faiz hakkı da son bulur. Ancak kıdem tazminatının kısmen ödenmiş olması durumunda son taksit ödeninceye kadar faiz hakkı saklı tutulabilir. Davanın açılması da ihtirazı kayıt anlamındadır.
Kıdem tazminatına uygulanması gereken faizi düzenleyen ilgili hükümde özel banka ile kamu bankası ayrımı yapılmamıştır. Yasada, “uygulanan en yüksek faiz” sözcüklerine yer verilmiş olmakla sözü edilen faiz oranının uygulanıp uygulanmadığı tespit olunmalıdır. Bankaların belli dönemlerde T. C. Merkez Bankasına uygulayabileceklerini bildirdikleri faiz oranı filen uygulanmış olmadıkça ücret dikkate alınmaz.
Bankaların uyguladıkları faiz oranları bir ya da birkaç aylık veya bir yıllık vadelerle belirlenmektedir. Bunlardan en uzun vade bir yıl olup, en yüksek faiz oranı da bir yıllık mevduata uygulanmaktadır. Bu durumda kıdem tazminatı için uygulanması gereken faiz, ödeme gününün kararlaştırıldığı ya da temerrüdün gerçekleştiği zamanda bankalarca bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı olmalıdır. Aynı miktar için ikinci yılın başlangıcındaki en yüksek banka mevduat faizinin belirlenerek uygulanması, gecikme daha da uzunsa takip eden yıllar için de aynı yönteme başvurulması gerekir. Yıl içinde artan ve eksilen faiz oranları dikkate alınmaz. Yıllar itibarıyla faiz oranları değişebileceğinden kararda faiz oranının gösterilmemesi gerekir.
Dava dilekçesinde belli bir faiz oranı ya da başka bir faiz türü gösterilmişse, HUMK.’nun 74. maddesi uyarınca istekle bağlılık kuralından hareket edilerek bu faiz oranını aşmayacak şekilde faize karar verilmelidir.
Kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini kabul eden işçi bu konuda irade fesadını kanıtlamadığı sürece faiz hakkından vazgeçmiş sayılır. Taksitlerin zamanında ödenmesi durumunda ayrıca faize hak kazanılamaz. Bu konuda daha sonraki taksitlerin ödemesi sırasında ihtirazı kayıt ileri sürülmesinin sonuca bir etkisi yoktur. Ancak, taksitlerin gününde ödenmemesi durumunda her bir taksitin ödenmesi gereken tarih ile ödemenin yapıldığı güne kadar geçen süre için faize hak kazanılır.
Kıdem tazminatı gecikme faizi bir faiz alacağı olmakla faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz. Dairemiz kararları bu yönde kökleşmiştir. (Yargıtay 9.HD. 27.6.2005 gün 2005/ 19196 E, 2005/ 22752 K.). Faiz alacağı başlı başına icra takibi ya da davaya konu olmuş olsa dahi, faiz niteliğini kaybetmediğinden ayrıca faize hak kazanılamaz.
Somut olayda davacı, davalı...Ltd. Şti. işçisi olarak diğer davalı ... Tıp Fakültesi Hastanesinde 25.03.2003–23.05.2007 tarihleri arasında çalıştığını, emekli olması nedeni ile işten ayrıldığını belirterek kıdem tazminatının 23.5.2007 tarihinden itibaren bankaların mevduata uyguladığı en yüksek mevduat faizi oranı uygulanarak faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Dava Üniversite Rektörlüğü, davacı ile aralarında iş sözleşmesi veya herhangi bir iş ilişkisi bulunmadığını ve asıl işverenin...Ltd. Şti. olduğunu, davanın kendileri yönünde husumetten reddine, davalı...Ltd. Şti, davacının emeklilik durumuna istinaden herhangi bir belge ibraz etmediğini, bu nedenle davacının istifa ettiğinin düşünüldüğünü, işçinin yaşlılık aylığı almak için ayrıldığını, SGK başvurduğunu işverene bildirmesi gerektiği, aksi halde kıdem tazminatı ile kıdem tazminatına fesih tarihinden itibaren faiz isteyemeyeceğini savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece davacının sigortalık süresi ve prim ödeme gün sayısı itibari ile yaşlılık aylığı almaya hak kazandığı, emekli olmak için istifa ettiğini, bu hususu davalı...Ltd. Şti. bildirildiği ve bu nedenle davacının kıdem tazminatı hak kazanır biçimde iş sözleşmesinin sona erdirdiği sonucuna varılarak bilirkişi tarafından hesaplanan kıdem tazminatının akdin feshi tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden emekli olacağını için işten ayrıldığına ilişkin noterlik ihbarnamesi ve dilekçe ile durumu...Ltd. Şti. bildirmiş ise de yaşlılık ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrıldıktan sonra 1475 sayılı yasanın 14/3. maddesine göre davacının Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurduğunu ve aylık bağlandığını veya toptan ödeme yapıldığına ilişkin belgeyi davalı işverenlere sunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda yukarıda vurgulandığı üzere davacının ne zaman emekli olduğunun ve işverenlere bunu bildirip bildirmediği araştırılarak belgeleme tarihinden faiz başlatılması, böyle bir belge bulunmadığı takdirde dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekir.
Eksik inceleme ve araştırma davacının iddia ve delilleri ile yetinilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.2.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.