7. Hukuk Dairesi 2015/8715 E. , 2016/599 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı vekilinin sunduğu temyiz dilekçesinde mahkeme kararının hangi nedenlerle bozulması gerektiğine dair temyiz nedeni bildirilmemiş olması, Dairemizce gerekçeli temyiz dilekçesi sunularak temyiz edilen dosyalarda da temyiz dilekçesinde belirtilen temyiz nedenleriyle bağlı kalınarak temyiz incelemesi yapılıyor olması ile yine mahkeme kararında Dairemizce kamu düzenini ilgilendiren ve re"sen bozma nedeni yapılmasını gerektirecek bir hata bulunmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin bozma isteğinin reddine,
2- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
3- Davacı, davalı şirketin süt ürünleri işletmesinde 20.02.1998-03.12.2003 tarihleri arası birinci dönem; 21.08.2009-31.03.2011 tarihleri arası ikinci dönem olmak üzere haftanın 6 günü sabah 7.00 akşam 21.00 saatleri arasında gerçekleşen ağır çalışma şartları nedeniyle tüm taleplerine rağmen hak ettiği fazla çalışma vs. ilave ücretlerinin hiçbir zaman ödenmediğini, iş şartlarının iyileştirilmediğini, iş akdini haklı nedenle feshettiğini bildirerek kıdem tazminatı, fazla mesai ve genel tatil ücreti alacağının tahsilini istemiştir.
Davalı, davacının 1998-2003 tarihleri arasındaki alacak iddiasının zamanaşımına uğradığını, ayrıca bu dönemde davacının, davalı şirketin ortağı ..............’nun yanında çalıştığı için bu döneme ilişkin husumet itirazında da bulunduğunu, 2009-2011 tarihleri arasındaki çalışmaların ise kendi şirketleri bünyesinde geçtiğini ancak, imzalı bordrolarla tüm işçilik alacaklarının ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının davalı işverenlikte birinci dönem 20.02.1998-03.12.2003; ikinci dönem 21.08.2009-31.03.2011 tarihleri arasında olmak üzere belirsiz süreli iş akdiyle çalıştığının sabit olduğunu, davalı işveren ilk dönem çalışmasına husumet itirazında bulunmuş ise de, işin yapıldığı işyeri adresinin ve faaliyet alanının aynı olması nedeniyle ayrıca tanık beyanlarıyla da desteklendiğinden bu savunmaya itibar edilmediğini, davalı tarafça davacının ilk dönem çalışması sonucunda iş akdinin fesih nedeni ve alacakların ödendiği ispat edilmediğinden dinlenen tanık beyanlarına göre çalışma koşulları nedeniyle davacının haklı nedenle feshettiği kanaatine varıldığını, davalı tarafça bu dönemin tasfiye edildiği ispatlanmadığından davacının kıdem tazminatı alacaklısı olduğu, tanık beyanları, bilirkişi raporu, davacının imzasını taşıyan ücret bordrolarının bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının hizmet süresi ve buna bağlı olarak alacakların miktarı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda, dosyada bulunan hizmet döküm cetveli ve işyeri tescil bilgilerine göre, davacının ilk olarak 0139408 nolu işyerinde işe girdiği, bu işverenin .............."na ait mandıra olduğu, işyerinin 31.12.1999 tarihinde kapanması üzerine aynı tarihte davacının çıkışının verildiği, ara vermeksizin hemen ertesi gün 01.01.2000 tarihinde davalı şirket işyerinde çalışmaya başladığı, davalı şirketin de süt mamülleri imalatı ile iştigal ettiği, her iki işyeri adresinin aynı olduğu, dolayısıyla aralarında organik bağ bulunduğu anlaşılmaktadır. Ancak, davacının ilk dönem çalışmasının 20.02.1998-01.07.1998 ve 20.09.1998-31.12.1999 tarihleri arasında dava dışı .............. yanında ayrıca 01.01.2000-30.04.2003 tarihleri arasında davalı şirket yanında geçtiği, belirtilen tarihlerde giriş-çıkış yapıldığı görülmektedir. Buna göre, ilk dönem çalışmasında 01.07.1998-20.09.1998 tarihlerinde yapılan çıkış ve giriş işlemi arasında fasıla oluştuğu ancak bilirkişi tarafından bu dönemlerin dışlanmadığı ve taraf tanıklarına bu giriş-çıkış işlemlerinin sorulmadığı görülmektedir. Yine SGK kayıtlarına göre, davacının 2. Dönem çalışması ise, 21.08.2009-31.03.2011 tarihleri arasında fasılasız olarak davalı şirket işyerinde geçmiştir. İlk dönemin tasfiye edildiğine dair davalı tarafça delil sunulmamış olup, davalının böyle bir savunması da yoktur.
Dosyadaki bu veriler kapsamında mahkemece bilirkişi raporu alındığı, bilirkişinin davacının hizmet süresini 6 yıl 9 ay 20 gün olarak hesapladığı, ancak bu hesabın nasıl yapıldığı açık olmayıp denetlenemediği görülmektedir.
Yapılacak iş, taraf tanıklarının yeniden çağrılarak davacının ilk dönem ve ikinci dönem çalışmalarının hem kendi içlerinde hem de bu iki dönem arasında fasılalı olup olmadığı, davacının çalışmasının sürekli ve kesintisiz olup olmadığı, kesinti var ise bunun neden kaynaklandığının ayrıntılı olarak sorulup davacının hizmet süresini belirleyip, davacının alacaklarını yeniden hesaplatarak çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 21/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.