11. Hukuk Dairesi 2011/240 E. , 2013/137 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14.10.2010 tarih ve 2009/33-2010/262 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 08.01.2013 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Berkant Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili adına ‘Ürün Koruma Ambalajı’ ibareli 2003/01282 tescil numaralı endüstriyel tasarım tescil belgesi bulunduğunu, anılan tasarımın ‘Kaplamalı Marshmallowlu Sandviç Bisküvi’ ürünlerinde kullanıldığını, bu konuyla ilgili olarak ayrıca müvekkilinin 2003/00670 sayılı faydalı modelinin olduğunu, davalının bu tasarımın aynısı sayılabilecek şekilde ‘Ambalaj’ ve ‘Ambalaj Kutu’ ibareli olarak iki ayrı tasarımı adına tescil ettirdiğini, anılan tasarımların yeni ve ayırt edici özelliği bulunmadığını ileri sürerek, hükümsüzlüklerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, tasarımların yeni ve ayırt edici olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın markanın hükümsüzlüğüne ilişkin olduğu, 556 sayılı KHK’nin 42"nci maddesi uyarınca davanın 5 yıllık yasal sürede açıldığı, davacının, davalının markasını kötüniyetli tescil ettirdiğini kanıtlayamadığı, ikinci bilirkişi raporunda davalı adına tescil edilen her iki tasarımın yeni ve ayırt edici olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, davalı adına tescil edilmiş iki ayrı endüstriyel tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığı iddiasına dayalı hükümsüzlüklerine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Endüstriyel tasarımların tescile bağlanması koşulları, tescilli tasarımların hüküm ve sonuçları ile korunması, tescilli tasarım sahiplerinin hak ve yetkileri, hükümsüz kılınması şartları ve diğer hususlar, 27.06.1995 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname"yle düzenlenmiş bulunmaktadır. Tescilsiz tasarımlar ise, genel hükümlere tabidir.
2005/008819 numaralı ‘Ambalaj Kutu’ ve 2008/03746 numaralı ‘Ambalaj-1’ ibareli endüstriyel tasarımların davalı adına tescilli oldukları uyuşmazlık konusu değildir. Davacı işbu davasında anılan tasarımların 554 sayılı KHK’nin tescil için belirlediği yenilik ve ayırt edicilik unsurlarını taşımadığını, anılan KHK hükümlerine göre tescilinin mümkün olmadığını ileri sürerek hükümsüzlüklerine karar verilmesini istemiştir.
Bu durum karşısında, davanın 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname hükümleri çerçevesinde incelenerek bir çözüme kavuşturulması gerekirken, yazılı şekilde ayrı bir sınai hakka ilişkin olan ve uyuşmazlıkla ilgisi bulunmayan 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname kapsamında değerlendirme yapılarak hükme bağlanması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
2-6100 sayılı HMK’nın 266 ve devamı(Mülga 1086 sayılı HUK’nun 275 ve devamı) maddeleri uyarınca mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, tarafların talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verebilir. Hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer kanıtlarla birlikte serbestçe değerlendirir. Mahkemece, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendirebileceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir.
Somut olayda mahkemece uyuşmazlığın çözümü bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, birinci bilirkişi kurulu davalı adına tescilli tasarımların yeni ve ayırt edici olmadığı yönünde görüş bildirmiş, davalı vekilinin itirazı üzerine alınan ikinci raporda ise, tam aksi yönünde tasarımların yeni ve ayırt edici olduğu açıklanmıştır. İkinci bilirkişi kurulu raporuna itibar edilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, bilirkişi raporları arasında çelişki giderilmeden ve ikinci bilirkişi raporunun benimsenmesi nedenleri açıklanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması da kabul şekli bakımından yanlış olmuştur.
SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 08.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.