Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/6379
Karar No: 2010/4627
Karar Tarihi: 23.02.2010

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2010/6379 Esas 2010/4627 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2010/6379 E.  ,  2010/4627 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA :Davacı, aidat alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Dava, işçilerin ücretinden kesilen sendika aidatlarının ödetilmesi isteğine ilişkindir.
    Mahkemece davalının zamanaşımı def"inin yasal süresinde ileri sürülmediğine değilinerek oluşturulan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davalı vekili temyiz dilekçesinde dava dilekçesinde dava konusu aidat alacağının ait olduğu dönemin belirtilmediğini bu hususu açıklayan dilekçenin alındığı celsede zaman aşımı def"inde bulunulup ayrıca cevap dilekçesinin zaman aşımı def"i yönünden ıslah edildiğini dolayısıyla ileri sürülmesinde usule aykırılık bulunmayan zaman aşımı def"inin nazara alınması gerektiğini savunmuş ve hükmün bozulmasını istemiştir.
    Dosya içeriğine göre; dava, dava konusu aidatın ait olduğu dönem belirtilmeden yetkisiz Ankara İş Mahkemesinde açılmış, davalı vekilinin yetkiye yönelik ilk itirazı da dikkate alınarak verilen yetkisizlik kararı üzerine dosya Denizli İş Mahkemesine gönderilmiştir. Davanın yetkili mahkemede 18.03.2004 günü yapılan ilk duruşmasında dava konusu aidat alacağının ait olduğu dönemin açıklanmasına dair verilen karar gereğince davacı vekilinin dava konusu alacağın 01.03.1984-28.02.1996 tarihleri arasında kesilen aidatlara ait olduğunu açıklayan 19.04.2004 havale tarihli dilekçesi davalı vekiline 13.5.2004 günlü oturumda okunarak verilip tebliğ edilmiş, davalı vekili aynı oturumda zaman aşımı def"ini ileri sürmüş davacı vekili ise söz konusu def"in süresinde olmadığını belirterek karşı çıkmıştır. Bundan sonra davalı vekili 23.11.2006 tarihli dilekçe ile dava konusu aidatların ait olduğu dönemlerin açıklanması üzerine zaman aşımı def"inde bulunabildiklerini, süresinde yapılmış sayılması gerektiğini gerekçeleriyle açıkladıktan başka zaman aşımı def"i bakımından cevap dilekçesini ıslah ettiğini bildirmiştir. Mahkemece zaman aşımı def"inin yasal süresinde bildirilmediğinden yerinde bulunmadığı belirtilmiştir.
    Belirtmek gerekir ki zamanaşımı def"i ilk itirazlardan değildir. Ve ilk itirazları gibi cevap süresi içinde ileri sürülmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak cevap süresi içinde ileri sürülmeyen zaman aşımı def"inin savunmanın genişletilmesini yasağını düzenleyen usulün 202/2 maddesi hükmü karşısında karşı tarafın açık yada örtülü biçimde muvafakatı bulunmadığı takdirde ileri sürülmesi mümkün değildir. Öte yandan ilk itiraz ileri süren taraf bunun karara bağlanmasına kadar esas hakkındaki savunmasını tehir edebilir.
    Bu genel ilkelere göre davalı vekili dava dilekçesinin tebliği üzerine yetki ilk itirazı ileri sürmekle esasa ilişkin savunmalarını tehir etmiş olmakla beraber yetki itirazı karara bağlanıp dosya yetkili mahkemede ele alınıp tayin edilen ilk duruşma günü olan 18.03.2004 tarihine kadar esasa ilişkin cevaplarını bildirmesi gerekirken esasa yönelik savunmalarını ve bu meyanda zaman aşımı def"ini ileri sürmemiştir. Ne var ki usulün 179 maddesi hükmünce dava dilekçesinde davanın dayanağını oluşturan bütün olayların gösterilmesi zorunludur. Gerçekten de davalı savunmasını dava dilekçesinde maddi olayları dikkate alarak yapmak durumundadır.
    Davacı dava dilekçesinde dava konusu aidatların ait olduğu dönemi belirtmeyerek usulün 179.maddesi hükmüne uygun haraket etmemiş; dava konusu aidatların ait olduğu dönemi açıklayan dilekçe tebliğ edilir edilmez davalı yanca zamanaşımı def"i ileri sürülmüştür. Bu durumda cevap süresinin geçtiğinden, giderek savunmanın genişletildiğinden söz edilemeyeceğinden mahkemece zamanaşımı def"inin yasal süresinde ileri sürülmediğinden yerinde bulunmadığı şeklinde oluşturulan gerekçe isabetli değildir. Bir an için davacının süresinde ileri sürülmediği gerekçesiyle karşı çıktığı ( itiraz ettiği ) zaman aşımı def"inin cevap süresi geçtikten sonra ileri sürüldüğü kabul edilse bile Dairemizin yerleşik görüş ve uygulamaları süresinde verilen cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen zaman aşamı def"inin sonradan cevap dilekçesinin ıslahı suretiyle de ileri sürülmesinin mümkün olduğu yönünde olduğundan davalı vekilinin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürdüğü zamanaşımı def"ine bu sebeple de değer verilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması yerinde bulunmamıştır.
    Açıklanan tüm bu nedenlerle davalı tarafın ileri sürülmesinde usulü aykırılık bulunmayan zaman aşımı def"inin bir değerlendirilmeye tabi tutulduktan sonra sonuca gidilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi