11. Hukuk Dairesi 2011/754 E. , 2013/133 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/10/2010 tarih ve 2010/246-2010/538 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 08.11.2013 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı ..."nın davalı şirketin iki ortağı olduğunu, müvekkilinin şirkette %10 oranında pay sahibi olduğunu, davalı şirket müdürünün şirketi kendi menfaatleri doğrultusunda yönettiğini, şirketin çok iyi geliri olmasına rağmen krediler almak suretiyle şirketi borçlandırdığını, şirket defterlerinde şişirilen bir çok gittiler nedeniyle şirketin zararda gösterildiğini, genel kurul toplantısı yapmadan kendi menfaatine kararlar aldığını, müvekkiline kâr payı verilmediği halde verilmiş gibi gösterildiğini, defterlerin usulüne uygun düzenlenmediğini, davalının gösterdiği maaş miktarı ile gerçekte aldığı maaş miktarının farklı olduğunu, müvekkiline denetim imkanının verilmediğini, davalı ... tarafından müvekkili aleyhine boşanma davası açıldığını, bu durumda şirketin yürütülebilmesi imkanının kalmadığını ileri sürerek, şirketi basiretsiz ve kendi menfaatine yöneterek şirketi ve müvekkilini zarara uğratan müdür ..."nın dava sonuna kadar müdürlük görevinden azline ve ihtiyati tedbir yolu ile kayyım atanmasına, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 5.000 YTL kâr payının dağıtılma tarihinden itibaren ticari faizi ile davalı ..."dan tahsiline, şirketin muhik sebeplerden dolayı fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, ortak sayısı 20"yi geçmeyen limited şirkette sermayenin yarısından fazlasını temsil eden ortağın iradesine uygun karar alınmasında bir usulsüzlük bulunmadığını, şirket kâr paylarının dağıtıldığını, taraflar arasında boşanma davasının bulunmasının şirketin kötü yönetildiği anlamına gelmeyeceğini, davacının dava açma nedeninin müvekkili zor duruma sokmak olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., şirketin anasözleşme ve kanuna uygun olarak yönetildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı ...nin fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru atanmasına, davacının kâr payı isteminin ise reddine dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine davalı yararına bozulmuş, bozmaya uyulmuş, taraflar arasındaki boşanma davasının kesinleştiği, ortaklığın çekişmesiz bir biçimde devamının olanaksız olduğu gerekçesiyle davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, davacının kâr payı alacağı isteminin ise reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-Mahkemece davalı şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik olarak verilen karar Dairemizce "taraflar arasında görülen boşanma dava dosyaları celbedilerek, davacının iddiaları ve davalıların savunmaları üzerinde durularak, şirketler hukukunda uzman bilirkişi ve muhasebeci bilirkişiden oluşacak bilirkişi kuruluna dosyanın tevdii ile alınacak raporda uyuşmazlık konusu olan hususlar birlikte değerlendirilerek, sonucu çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, taraflar arasında boşanma davasının bulunması ve iki ortaklı limited şirketin bu nedenle iyi yönetilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyerek" bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmuş, davacı vekiline bozma ilamında belirtilen şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılmasını teminen bilirkişi ücreti yatırılması için süre verilmiş, bu konuda davacı taraf kesin süre verilmesi halinde dahi bilirkişi ücreti yatırmayacaklarını imzalı beyanı ile belirtmiş, bu kez ücretin taraflarca yatırılması halinde bilirkişi incelemesi yapılması kararlaştırılmış, yatırılmaması üzerine boşanma davasının kapsamı da gözetilerek bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi incelemesi yapılmasından vazgeçilmiş ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Ne var ki, taraflarca hazırlama ilkesinin hakim olduğu bu davada ispat yükü davacı tarafta olup, bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usulü kazanılmış hakkın doğduğu kuşkusuzdur. Öte yandan taraflar arasındaki boşanma dava dosyasındaki bulunan deliller şirketler hukuku bağlamında bu davaya etki edecek ve aydınlatacak niteliktede değildir.
Bu durumda, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, mahkemece ispat yükü kendisinde olan davacı tarafın bilirkişi ücreti yatırmaktan kaçındığının sabit olması karşısında davanın reddi yerine isabetli görülmeyen yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Öte yandan, davacı tarafın davalı şirketin fesih ve tasfiye ilişkin isteminin muhatabı davalı şirket olup diğer davalı ortağa bu konuda husumet yöneltilemeyeceği nazara alınmadan mahkemece davanın davalı ortak yönünden de kabulü ve bu bağlamda anılan bu davalının yargılama ve vekalet ücretinden de sorumlu tutulması kabul şekli bakımından dahi doğru bulunmamıştır.
3-Bozma neden ve şekline göre, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalılar yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 990.00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 08.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.