MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜM : Mahkumiyet

KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Somut olayda, sanığın, telefonda tanık ...’den yol tarifi alarak trafikte seyrettiği sırada, arkasından gelen sivil bir araç içerisindeki sivil polislerce uyarıldığı, bir süre sonra da önüne manevra yapılarak aracının durdurulduğu, araçtan inen mağdurlar sanığa yaklaştıkları sırada sanığın üzerinde silah olduğunu belirterek yaklaşmamaları ikazında bulunduğu, bunun üzerine mağdurların kimliklerini göstererek işlem yaptıkları anlaşılmaktadır.
Sanık aşamalarda, aracının durdurulup kendisine kimlik kartı gösterilinceye kadar mağdurların polis olduğunu anlamadığını, araçta telefonla konuşarak ilerlediğini, gece de geç olduğu için korkarak ve kendisini koruma saikiyle üzerinde silah olduğunu söylediğini savunmakta, mağdur ... de, kimlik kartı gösterilip, polis oldukları izah edildikten sonra sanığın herhangi bir eyleminin olmadığını aktarmaktadır. Olay tutanağı ile mağdurların soruşturmadaki aşamasındaki beyanlarında sirenle ve megafonla uyarıda bulunulduğunu, ayrıca araçta çakar diye tabir edilen ışıkların da yandığı ifade edilmektedir. Yine olay tutanağındaki kayda göre sanığa ait silah ruhsatı can güvenliği dolayısıyla verilmiştir.
Bütün bu bilgiler ışığında, alışık olmadığı bir güzergahta telefonla yol tarifi alarak ilerlemeye çalışan sanığın, arkasında gelen sivil bir araçtan çeşitli şekillerde uyarı yapılmış olsa bile bunu algılayamamış olabileceği, sivil aracın olayın gelişimi esnasında polis aracı olarak kullanılmaya başlandığı ve objektif bir gözlemci tarafından bu şekilde algılanmasını gerektiren ayırt edici göstergelerin bulunduğuna dair olayın tarafı olan mağdurların beyanı ile düzenledikleri olay tutanağındaki ifadeler haricinde şüpheden uzak bir delil bulunmadığı, korunma saikiyle hareket edildiği yönündeki aksi kanıtlanamayan savunmanın da mağdur polislerin kendilerini tanıttıktan sonra sanığın bir eylemde bulunmadığı yönündeki anlatımlar ile desteklenmesi karşısında, atılı suçun kasıtlı olarak işlendiğine dair yeterli delil olmaması nedeniyle, sanığın beraatı yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki isteme uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 22.11.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.