17. Hukuk Dairesi 2016/5073 E. , 2017/9838 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı ... Turizm Tic. San ve Reklam Ltd. Şti. hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve hakkındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için dava konusu taşınmazlarını davalı ... ve...Ltd.Şti"ne devrettiğinden, bu tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalı ... ve...Ltd.Şti vekili, haksız açılan davanın reddini savunmuştur.
Davalı borçlu şirket, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, davacı dosya işlemden kaldırılma tarihinden itibaren 3 ay içinde yenilenmediğinden bahisle HMK"nun 150.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HMK 150/1.(HUMK’nun 409/1) maddesi “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir’ hükmünü öngörmektedir.
Mahkemece 27.10.2015 tarihli oturumda davacı tarafın gelmediği ve mazerette bildirmediği, gelen davalıların davayı takip etmeyeceklerini belirttikleri gerekçesiyle dosya işlemden kaldırılmış ve üç aylık yasal süre sonunda yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Anılan yasa maddesinin uygulanması için taraflara duruşma gününün usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi gerekmektedir. Somut olayda, davacı şirket önce Avukat ... tarafından takip edilirken bu şahıs azledilmeden ve istifa etmeden 23.12.2013 tarihli dilekçe ile davacıyı temsilen Avukat ..."ta davacıyı temsil edeceğini belirterek vekaletnamesini sunmuş ve tebligat adresini belirtmiştir. Bu tarihten itibaren davacı iki avukat tarafından temsil edilir hale gelmiştir. HMK"nun 75.maddesine göre birden fazla vekilin görevlendirilmesi halinde ,bu yetkisini diğerinden bağımsız olarak kullanabilir bir vekile yapılan tebligat diğeri içinde geçerlidir. Bu itibarla davacı vekillerinden Avukat ..."un kendisine tebligat yapılmadığı iddiası yerinde değildir. Ancak, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği,27.10.2015 tarihli duruşma günü vekillerden Avukat ..."na bildirilmiş ise de yapılan tebligatın usule uygun olmadığı anlaşılmıştır. Belirtilen tebligat evrakında muhatabın adliyede olması nedeni ile geçici olarak adresten ayrıldığının öğrenildiği belirtilerek kapıya ihbar belgesi yapıştırılıp tebligat muhtara bırakılmıştır. Muhtar imzası alınmış ancak kapıcı ve komşu ismi belirtilmemiş ve imzası alınmadan Tebligat Kanunun 21.maddesine göre tebliğ edilmiştir.
Adresinde bulunmayan şahıslara tebligatın ne şekilde yapılacağı, Tebligat Kanunun 21 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğinin 30.maddesinde açıklanmıştır. Tebligat Kanununun 21.maddesine göre, “kendisine tebliğ yapılacak kimse gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden çekinirse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memuruna imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesine de oldukça en yakın komşularından birine bildirir. ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ tarihi sayılır.”
Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğinin 30.maddesinin 1.fıkrası uyarınca da tebliğ memurunun muhatabın adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel olan komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir.
Dava konusu olayda, davacı vekili ..."na yapılan tebligatın bu kurallara uygun bulunmadığı açıktır. Zira tüzükte belirtilen kimselerden gerekli soruşturmanın yapılıp yapılmadığı hususu tebliğ mazbatasında adı geçen komşu ve kapıcı ismi ve imzası bulunmaması nedeniyle onamasız kalmış, tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği ve fakat bulunmadığı belgelenmemiş, memurca yazılan beyan, onun mücerret sözünden ibaret kalmıştır.
Bu durumda, davacı vekiline usulüne uygun olarak duruşma gününün bildirildiğinden söz edilmeyeceğinden, mahkemece dosyanın işlemden kaldırılması ve sonucunda açılamamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 31.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.