11. Ceza Dairesi 2019/503 E. , 2021/4520 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141, 5271 sayılı CMK"nin 34/1, 230 ve 1412 sayılı CMUK"nin 308/7. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi ve ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiilleri ve bunun nitelendirilmesinin belirtilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında gerekçesiz olarak mahkûmiyet hükmü kurulması,
2-Sanığın ... Sağlık Hizmetleri San. ve Tic. A.Ş.‘nin ortakları olan katılanlar adına bilgi ve rızaları dışında 04/09/2009 tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağı ve hazirun cetveli, 07/09/2009 tarihli yönetim kurulu kararı ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne hitaben yazılan tarihsiz dilekçeye imza attığından bahisle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; her ne kadar sanık soruşturma aşamasında kollukta müdafi olmaksızın alınan beyanında, suça konu belgelerde katılanlar adına atılı imzaları kendisinin attığını belirtmiş ise de, mahkemedeki sorgusunda bu beyanını kabul etmeyerek, imzaları kendisinin atmadığını bildirmesi ile sanık müdafinin savunmasında, sanığın suç tarihlerinde yurtdışında olduğunu söylemesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından;
a)Suça konu belge asıllarının, Ticaret Sicil Memurluğu’na hangi tarihte ibraz edildiği ve sair suretle kullanılıp kullanılmadığının araştırılarak suç tarihinin buna göre tespit edilmesi; belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin olup olmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu gözetilerek, suça konu belgeler duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özellikleri duruşma tutanağına yazıldıktan sonra aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve denetime olanak sağlayacak şekilde belge asıllarının dosya içerisinde bulundurulması;
b)Suça konu belge asılları üzerinde katılanlar adına atılı bulunan imzaların, katılanların yada sanığın eli ürünü olup olmadığı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması,
c)Sanığın, 2009 yılı içerisinde yurt dışına giriş-çıkış yaptığı tarihlerinin araştırılması,
d)04/09/2009 tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağı ve hazirun cetvelinde imzaları bulunan diğer şirket ortakları...ile suça konu belgelerin tamamında katılanlar ile birlikte imzası bulunan ...‘ın açık kimlik ve adres bilgileri tespit edilerek duruşmaya celb edilmelerinden sonra, yasal hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulması,
e)Şirket ana sözleşmesi getirtilip incelenerek, şirket ortakları olan katılanların hisse oranları da dikkate alındıktan sonra, katılanların iştiraki olmaksızın dahi söz konusu kararların alınmasının mümkün olup olmadığı araştırılarak, sonucuna göre eylemin "faydasız sahtecilik" kapsamında kalıp kalmadığının tartışılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ve araştırma neticesinde sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması,
3-Kabule göre de;
a)Suça konu olağan genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli, yönetim kurulu kararı ve Ticaret Sicil Müdürlüğü‘ne hitaben yazılan dilekçe özel belge niteliğinde olup, noter tarafından sonradan onaylanmasının veya ticaret sicil memurluğuna ibraz edilmesinin bu belgelere resmi belge niteliği kazandırmayacağı cihetle; sanığın fiilinin “özel belgede sahtecilik“ suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması, yasaya aykırı,
b)5237 sayılı TCK"nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun‘un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 31/05/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.