12. Ceza Dairesi 2021/772 E. , 2021/1412 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK"nın 85/2, 22/3, 53/6, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 05.03.2020 tarih ve 2019/550 Esas 2020/117 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında bilinçli taksirle öldürme suçundan tayin edilen hükme yönelik istinaf talebinin kabulüyle, yerel mahkeme kararının kaldırılmasından sonra sanık hakkında bilinçli taksirle öldürme suçundan kurulan mahkumiyet hükmü, sanık müdafi ile katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
24 Aralık 2017 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 100. maddesi ile CMK"nın 299. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde, her ne kadar sanık müdafii duruşmalı temyiz isteminde bulunmuş ise de, duruşma açılmaksızın, dosya üzerinden yapılan incelemede:
Sanığın sevk ve idaresindeki otomobille, hız sınırının 50 km olduğu meskun mahalde, virajlı, eğimli ve orta refüjle bölünmüş çift şeritli caddeyi takiben seyri sırasında, olay mahalli ışıksız T kavşak yaklaşımında seyir yönüne hitaben sırası ile tehlikeli viraj levhası ile yaya geçidi levhası bulunduğu halde, aracının sol önü ile soldaki refüj yönünden yola giren ve karşıdan karşıya geçmek isteyen anne ile kucağında bulunan bebeğine, orta şerit çizgisine yakın yol bölümünde çarptıktan sonra 68 metre fren izi ile orta refüje savrularak orta refüj üzerinde bulunan direğe çarpıp durması sonucu meydana gelen olay sonucunda iki yayanın öldüğü, olay sonrası yapılan tespitte aracın 5. viteste bulunduğunun, yol üzerinde yaya geçidi levhası bulunduğunun ancak yaya geçidi çizgilerinin olmadığının belirlendiği;
Soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporunda; sanığın seyrine göre yolun sağında ve solunda sırası ile ana yol – tali yol kavşağı levhası, tehlikeli viraj levhası ve yaya geçidi levhası bulunduğunun, kovuşturma aşamasında yapılan bilirkişi incelemesinde; otomobilin seyrine göre çarpma noktasından 40 metre önce yolun sağında ve solunda orta refüj üzerinde sağa tali yol kavşağı levhasının, 9 metre önce yolun sağında ve solunda sola tehlikeli viraj levhasının, yine 9 metre önce yolun sağında yaya geçidi levhasının ve çarpma noktası sonrasında yaya geçidi levhası ile 50 km hız sınırı ve okul geçidi levhalarının bulunduğunun, yolun sağında ve solunda bulunan yaya geçidi levhalarının 200 metre mesafeden rahatça görülebildiğinin belirlendiği; aynı bilirkişi heyeti tarafından yapılan mekanik hız tespitinde; aracın mevcut fren izine göre bu fren izi sonunda normal durmuş olduğu kabul edildiğinde kaza anındaki hızının 99.3 km olduğunun, ancak aracın kaza sırasında yayalara çarptıktan sonra önce refüje ve devamında refüj içindeki direğe çarpması bu sırada da ani hız kaybı yaşanması sebebiyle hızının 99.3 km"den daha yüksek olduğunun belirlendiği; dosyada mevcut kaza yerinden bir önceki kavşaktaki kamera görüntülerinin incelenmesinde; sanık idaresindeki aracın, kırmızı ışıkta duran bir aracın yanından geçiş yaparak kavşağa girdiğinin tespit edildiği; sanığın olayın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğunun kabul edildiği;
Tüm dosya içeriğine göre, sanığın olay mahalli öncesi kavşakta kırmızı ışık ihlali yaparak ve mahal şartlarının yaklaşık iki katı üzerinde bir hızla seyirle geldiği olay yerinde, seyrine hitaben birden çok uyarıcı ikaz levhası bulunmasına ve bu levhalar rahatça görülebilir olmasına rağmen, kendi beyanına göre çarpma öncesinde gördüğü yaya ile kucağındaki bebeğine, yüksek hızla çarparak 68 metre fren izinin sonunda orta refüj üzerine çıkıp burada bulunan direğe çarparak duruşa geçtiği olayda, kendisine hitap eden birden çok uyarı ikaz levhasını dikkate almayan, olay yeri öncesi kavşakta kırmızı ışık ihlali yaparak geldiği olay yerinde mahal şartlarının iki katının üzerinde bir hızla seyreden sanığın, öngördüğü neticenin gerçekleşmeyeceğine olan güveni sebebiyle eylemine devam ederek sebebiyet verdiği kazada bilinçli taksir koşullarının oluştuğu anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, ceza miktarına, bilinçli taksir koşullarının bulunmadığına, takdiri indirim hükümlerinin uygulanması gerektiğine, katılanlar vekilinin ceza miktarına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve Kanuna uygun bulunan İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin 08.09.2020 tarihli, 2020/1317 Esas, 2020/1771 Karar sayılı mahkumiyet hükmüne ilişkin yapılan temyiz isteminin isteme uygun olarak 5271 sayılı CMK"nın 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE; 5271 sayılı CMK"nın 7165 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 304/2. maddesi uyarınca, dosyanın gereği için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na GÖNDERİLMESİNE; 10.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.