7. Hukuk Dairesi 2015/5355 E. , 2016/597 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı, iş sözleşmesini evlilik nedeni ile 1475 sayılı kanunun 14. maddesi gereğince feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davacının 11.07.2011 tarihinde verdiği dilekçede, özel nedenlerden ötürü iş akdini feshettiğini bildirdiğini, istifasının üzerinden 4 ay geçtikten sonra firmaya ihtar çekerek iş akdini evlilik nedeniyle feshettiğinden bahisle kıdem tazminatının ödenmesini talep ettiğini, davacının iş sözleşmesinin fesih sebebinin evlilik olmaması nedeniyle davacıya ödeme yapılmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, , davacının 18.05.2011 tarihinde evlendiği, 11.07.2011 tarihli dilekçeyle özel nedenlerden ötürü istifa ettiğine ilişkin dilekçeyi davalı işverene verdiği, daha sonra 21.07.2011 tarihinde başka bir işveren nezdinde çalışmaya başladığının sicil dosyasından anlaşıldığı, davacının 11.07.2011 tarihinde işten ayrılırken evlilik nedeniyle işten ayrılmak istediğine ilişkin bir beyanın dilekçesinde bulunmaması ve bu tarihten 10 gün sonra 21.07.2011 tarihinde başka bir işveren nezdinde çalışmaya başlamış olması karşısında davacının evlilik nedeniyle iş akdini sonlandırmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının kıdem tazminatını hak edip etmediği ve fazla çalışma yapıp yapmadığı noktalarında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 120"nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında, bayan işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde evlilik sebebiyle kıdem tazminatına hak kazanabilecek şekilde feshedebileceği hükme bağlanmıştır. Kadın işçinin evlilik sebebiyle fesih hakkı, evlilik tarihinden itibaren başlar. Bu hak, sadece bayan eşe tanınmış olup, resmi evlilik işleminin tamamlanmasından itibaren bir yıl içinde kullanılmalıdır.
Kadın işçinin evlilik öncesinde bu hakkını kullanması da olanaksızdır. Yine evlilik öncesi çeşitli işlemlerin yapılmasının işe devamsızlık noktasında geçerli mazereti oluşturup oluşturmayacağı her bir olay yönünden değerlendirilmelidir.
Kadın işçinin yasanın tanıdığı fesih hakkını kullanması halinde, kıdem tazminatı talep hakkı doğar. Feshin işverence kabul edilmesi gerekmez. Aynı zamanda işçinin işverene ihbar öneli tanıması zorunluluğu da bulunmamaktadır.
Kadın işçinin, iş sözleşmesini evlilik nedenine dayalı olarak feshine rağmen başka bir işte çalışmaya başlamasının yasal hakkın kötüye kullanımı olup olmadığı her bir somut olay yönünden ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Evliliğin kadına yüklediği toplumsal sorumluluğun bir gereği olarak yasada belirtilen fesih hakkı tanınmıştır. Çalışma hayatının evlilikle birlikte gereği gibi yürütülemeyeceği düşüncesi, aile birliğinin korunması ve kadının aile ile ilgili görevleri, yasakoyucuyu bu doğrultuda bir düzenlemeye yöneltmiştir. Bununla birlikte Anayasal temeli olan çalışma hak ve hürriyetinin ortadan kaldırılması düşünülemez. Kadın işçinin evlilik nedenine bağlı feshinin ardından kısa bir süre sonra yeniden çalışmasının gerekleri ortaya çıkmış olabilir. Hatta kadın işçi evlilik nedenine dayalı feshin ardından ara vermeksizin başka bir işyerinde çalışmaya başlayabilir ve bu durum evliliğin kadına yüklediği görevlerin yerine getirilmesi noktasında daha olumlu sonuçlar doğurabilir.
Somut olayda, davacının 18.05.2011 tarihinde evlendiği ve 11.07.2011 tarihinde evlilik nedeniyle iş sözleşmesini feshettiği anlaşılmaktadır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği kabul edilerek kıdem tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmiş olması hatalıdır.
3- Davacı davalı sağlık merkezinde laborant olarak çalışıp, nöbet tutarak fazla çalışma yaptığını ileri sürmüştür. Davacı tanıkları da davacının bir gün 08.00-17.00, ertesi gün 08.00 de başlayıp diğer gün 15.00 de çıktığını, çalışmanın bu döngü ile devam ettiğini, nöbetlerin rastlaması durumunda Pazar günleri de çalışıldığını belirtmişlerdir. Dosya içindeki belge ve tanık beyanlarına uygun olarak hazırlanan 25.06.2013 havale tarihli ek raporun pazarları da çalışıldığı kabul edilerek yapılan hesaplamaya değer verilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 21/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.