11. Hukuk Dairesi 2012/15800 E. , 2013/116 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26.11.2010 gün ve 2008/5-2010/293 sayılı kararı bozan Daire’nin 05.06.2012 gün ve 2011/3200-2012/9776 sayılı kararı aleyhinde davacılar vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 90/005206 numaralı ""..."" ibareli markanın maliki olduğunu ve markasını 1986 yılından beri ""... Pastanesi"" olarak faaliyet gösteren işyerinde kullandığını, davalının müvekkil markasına benzer şekilde 2007/50937 sayılı ""... "" ve 2007/60381 sayılı ""... "" ibareli marka tescil başvurularında bulunduğunu ve "... "" olarak faaliyet göstermeye başladığını, müvekkil isim ve markasının müşteri çevresinde çok iyi tanındığını ve bilindiğini, müvekkilinin 22 yıllık emekle oluşturduğu markasının aynı alanda faaliyet gösteren davalı işyerinde kullanılmasının yanıltıcı ve aldatıcı olduğunu, davalı işyerinin müvekkiline ait işyeriymiş gibi algılandığını, bu durumun iş kaybına sebebiyet verdiğini ve haksız rekabet teşkil ettiğini belirterek, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, önlenmesine, şimdilik mali haklara tecavüz sebebiyle 3.000 TL, yoksun kalınan kazanç sebebiyle 3.000 TL, marka itibarının zarara uğramış olması sebebiyle 3.000 TL maddi tazminat ile 100.000 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davalı markasının tescil edilmiş olması halinde hükümsüzlüğüne, kararın ilanına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, davalı tescil talebinin henüz başvuru aşamasında bulunması sebebiyle erken istenilen hükümsüzlük talebinin reddi gerektiği, haksız eylem niteliği taşıyan davalının markaya tecavüzü sonucu davacının piyasada edindiği imaj ve güvenin zedelendiği, davalının basiretli bir tacir gibi davranmayarak davacı adına daha önce tescilli markayı bilebilecek durumda iken, gerekli izni almaksızın davacı markasını kullanmasının ve ihtara rağmen kullanmaya devam etmesinin kusurlu bir davranış olduğu, davacı tarafça maddi tazminata yönelik taleplerin müracaata bırakıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet yarattığının tespiti ile haksız rekabetin ve marka hakkına tecavüzün önlenmesine, maddi tazminat istemine ilişkin davanın açılmamış sayılmasına, 5.000 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, markanın hükümsüzlüğüne ilişkin talebin reddine, hükmün ilanına dair tesis edilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizce ilamda belirtilen nedenlerle bozulmuştur.
Davacılar vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin HUMK’nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nun 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 06,55 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK"nun 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 219,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 08.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.