MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada ... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/10/2010 gün ve 2009/231-2010/260 sayılı kararı onayan Daire’nin 16/07/2012 gün ve 2011/3129-2012/9775 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ""..."" ibaresinin marka olarak tescili için yaptığı başvurunun 2001/23213 sayılı ""...+ şekil"" ibareli marka gerekçe gösterilerek 556 sayılı KHK"nin 7/1-(b) maddesi kapsamında bir kısım emtialar yönünden reddedildiğini, müvekkilinin redde mesnet markadan önce tescilli ve ""..."" ibareli tanınmış markalara sahip olduğunu, kısmen reddedilen mallar yönünden müktesep hakkının bulunduğunu belirterek YİDK kararının iptaline, başvurunun tüm mallar yönünden kabulüne ve tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPE vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, davacının marka başvurusu ile redde mesnet markanın asli unsurlarının aynı olduğu, buna bağlı olarak marka başvurusunun tüm mallar bakımından 556 sayılı KHK"nin 7/1-(b) maddesi anlamında redde mesnet marka ile aynı veya aynı tür olduğu ancak, davacının önceki tarihli ""..."" ibareli markalarının kazanılmış hak değerlendirmesinde esas alınması gerektiği, çekişmeli malların tamamının müktesep hakka dayanak gösterilen markaların kapsamındaki mallar ile aynı veya aynı tür olduğu, buna göre davacının çekişmeli işaret ve mallar üzerinde müktesep hakkı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, YİDK kararının iptaline, başvurunun kabulü ve işlemlerin devamı idari işlem niteliğinde olduğundan bu yöndeki taleplerin reddine dair tesis edilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizce ilamda belirtilen nedenlerle bozulmuştur.
Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK’nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nun 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 06,55 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK"nun 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 219,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 08/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.