3. Hukuk Dairesi 2020/5504 E. , 2021/7207 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 03.07.2013 tarihinde karın ve sırt ağrısı şikayeti ile ... Hastanesine müracaat ettiğini, hastanede yapılan tetkikler sonucunda safra kesesinde ve kanalında taş olduğunun tespit edildiğini, davalı Dr. ... tarafından safra kesesinde iltihap bulunması sebebiyle safra kesesinin alınmayacağının, sadece kanaldaki taşın çıkarılacağının, ilaçla ile iltihap kurutulduktan sonra safra kesesinin alınacağının beyan edildiğini, 04.07.2013 tarihinde ameliyat edildiğini, ertesi gün şiddetli karın ağrısı şikayeti olmasına rağmen taburcu edildiğini, evde durumunun kötüleşmesi üzerine Silvan Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığını, sonradında ambulansla tekrar ... Hastanesine getirildiğini, burada davalı doktor tarafından tekrar ameliyata alındığını, safra kesesine stent ve kanala tüp yerleştirildiğini, ardından davalı doktorun kendisini Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine gönderdiğini, bu hastaneden kırık beş gün yoğun bakımda kaldığını, iki kez solunum yetmezliği sebebiyle makineye bağlandığını, davalı doktorun mühalaesinden sonra artık tek başına ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldiğini, davalıların eksik ve yanlış tedavisi sonucu malul kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL geçici iş göremezlik tazminatının, 1.000 TL sürekli iş göremezlik tazminatının ve 120.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
1- Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, kendisini vekil ile temsil ettirmiş olan davalılar lehine 12.510,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir. Oysa ki, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. maddesinde; ""(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir." düzenlemesi ile 13. maddesinde “(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10uncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” düzenlemesi yer almaktadır. Karar tarihinde yürürlükte olab bu düzenlemelere göre maddi tazminat ile birlikte talep edilmesi halinde manevi tazminat açısından ayrı bir kalemde avukatlık ücretine hükmedilmesi ve manevi tazminat talebinin reddi durumunda da tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre ücretin belirlenmesi, maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi durumunda ise davalı lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. O halde davası reddedilen davacı aleyhine yukarıda yer verilen hükümler çerçevesinde vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/7. maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hüküm kısmında yer alan “Davalılar kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT"ne göre hesaplanan 12.510,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,” cümlesinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine “Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden, maddi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 13/1 maddesi uyarınca 1.800 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, manevi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 10/1 ve 10/4 maddeleri uyarınca 1.800 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,” ifadelerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.