10. Hukuk Dairesi 2015/11644 E. , 2016/3106 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
.
Dava, 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığın tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Kanunun 24 ve 25. maddelerinde “...kendi adına ve hesabına çalışanlar olarak nitelendirilen bağımsız çalışanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına yazılı olan gerçek kişiler...”, “meslek kuruluşuna yazılarak çalışmaya başladıkları tarihten itibaren” zorunlu ... sigortalısı sayılmışken, anılan maddelerde 19.04.1979 gün ve 2229 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile meslek kuruluş kaydı zorunluluğu kaldırılarak, “kendi adına ve hesabına” çalışma koşulu ve belirtilen nitelikte çalışmaya başlama tarihi sigortalılık niteliğini kazanmak için yeterli kabul edilmiştir.
20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemede, kendi adına ve hesabına çalışma koşuluna ek olarak “gerçek ve götürü usulde gelir vergisi mükellefi olanlar” için mükellefiyetin başlangıç tarihinden, “kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmakla beraber gelir vergisinden muaf olanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar” kayıtlı oldukları tarihten itibaren sigortalı sayılmaktadır.
22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikte ise, bu kez; “gerçek ve götürü usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar, Esnaf ve Sanatkarlar Siciline kayıtlı bulunanlar veya kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun kayıtlı bulunanlardan” gelir vergisi mükellefi olanlar, mükellefiyetin başlangıç tarihinden, gelir vergisinden muaf olanlar ile vergi kaydı bulunmayanlar da Esnaf ve Sanatkarlar Siciline veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıt oldukları tarihten itibaren kendiliğinden sigortalı sayılmışlardır.
02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemede de; kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; “gelir vergisi mükellefi olanlar ile, gelir vergisinden muaf olanlardan Esnaf ve Sanatkar Sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun olarak kayıt olanlar” sigortalı sayılmışlardır.
Dava konusu somut olayda; davacının 16.06.1999 varide tarihli sigortalılık giriş bildirgesine istinaden bahçıvanlık faaliyetinden dolayı Kurumca 20.04.1982 tarihi itibari ile 1479 sayılı Yasa kapsamında tescilinin yapıldığı, 01.03.1972-31.12.1990 tarihleri arası çiftçi- bahçıvan faaliyeti nedeniyle vergi kaydının olduğu, 18.08.2008 tarihli sigortalılık bilgilerine göre 20.04.1982 tarihinden devamla kesintisiz olarak sigortalı kabul edildiği; yine 18.08.2008 tarihli işlemle (sigortalılık döküm föyü), sigortalılığın başlangıç olan 20.04.1982 tarihi itibariyle sonlandırıldığı, ancak ilk ve tek prim ödemesi 11.08.2008 tarihinde olduğundan 01.08.2008 tarihinden devamla isteğe bağlı sigortalı sayıldığı, davacının 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığının ve yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitini istediği, Mahkemece; “davacının 30.04.2008 tarihi itibari ile prim gün sayısının 26 yıl 9 gün olduğuna, iptal edilen bu sürenin geçerli olduğuna, prim borcunu ödediği 11.08.2008 tarihi itibari ile 1479 sayılı Yasanın geçici 10. maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması şartlarını tahsis müracatı hariç taşıdığı, tahsis müracatını da dosyaya ibraz edilen bila tarihli fakat ...Kurumunun üst yazısından 02.02.2010 tarihinde ibraz ettiği anlaşıldığından davacının 02.02.2010 tarihinden itibaren emekli ve yaşlılık aylığı bağlanması şartlarına sahip olduğuna” karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece; ticari vergi, oda ve sicil kaydı bulunmayan ve af kapsamında veya icraen prim ödemesi olamayan dönemde, davacının Medeni Kanunun 2. maddesindeki objektif iyiniyet kuralından faydalanamayacağı gözetilmeli, ancak davacının vergiye kayıtlı olduğu dava konusu dönemdeki faaliyetinin ticari mi yoksa zirai mi olduğu usulünce araştırılarak sigortalı kabul edilmesi gereken dönem belirlenmeli, sonucuna göre yaşlılık aylığı şartları, tahsis talep tarihi net olarak belirlenerek ve tahsis talep tarihi itibariyle davacının prim ödeme gün sayısı, prim borcu olup olmadığı araştırılarak değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizidir.
Kabule göre de; 1479 sayılı Yasanın 37. maddesi gereği yazılı talep tarihini takip eden aybaşı yerine yazılı talep tarihinden itibaren davacıya yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesi isabetsizdir.
Açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı biçimde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.03.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.
.