Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 108 parsel sayılı taşınmazdaki 4 nolu bağımsız bölümün maliki olduğunu, davalının taşınmazına haksız olarak kullanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine, Yıkıma, eski hale getirilmesine ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacıya ait bağımsız bölüme müdahalesi bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının kullanımındaki yerin kapıcı dairesi olup, davacının taşınmazı ile ilgisi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğiyle Sulh Hukuk Mahkemesine açılmış; Sulh Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararı temyiz edilmeksizin 21.10.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Bilindiği üzere, görevsizlik kararı veren mahkeme bu kararında dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermekle yetinir. Dava dosyasını kendiliğinden (re’sen) görevli mahkemeye gönderemez. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi ve davaya görevli mahkemede devam edilebilmesi için görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 10 gün içinde davacının görevli mahkemeye başvurarak tebligat yaptırması gerekir. (H.U.M.K.’nun 193. maddesi) 10 günlük süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re’sen gözetilir. Somut olayda görevsizlik kararı 21.10.2009 tarihinde kesinleştiği halde dosya tarafların başvurusu olmaksızın mahkemece re"sen 19.11.2009 tarihli yazı ile Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Buna göre, tarafların bir isteği olmadığı halde görevli mahkemece kendiliğinden dosyanın esasa kaydının yapılarak işin esasına girilmek suretiyle karar verilmesinin yukarıda değinilen ilkeler karşısında yasal olduğu söylenemez. Hal böyle olunca, H.U.M.K.’nun 193. maddesi dikkate alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, işin esasının hükme bağlanması doğru değildir. Davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esası yönünden inceleme yapılmasına yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.11.2010 tarihinde oyburliğiyle karar verildi.