Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/12906
Karar No: 2006/11835
Karar Tarihi: 07.11.2006

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/12906 Esas 2006/11835 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2006/12906 E.  ,  2006/11835 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi     : Bolu İş Mahkemesi
    Tarih               : 29.5.2006
    No                   : 323-92

    Davacı, iş kazası  sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda;  ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen  13.066.41 YTL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi  taraf  vekillerince istenilmesi ve davalılar  vekillerincede duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için  7.11.2006  Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü taraflar adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildi ve  aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-HUMK"nun 427. maddesindeki parasal sınırları  değiştiren 5219 sayılı yasanın 2/c maddesi ile 21.7.2004 tarihinden itibaren verilecek kararlarda 40.000.000 TL olan  kesinlik  sınırı 1.000.000.000 TL’ye (1.000,00-YTL) çıkarılmıştır. Diğer bir deyişle 21.7.2004 tarihinden itibaren verilen kararların temyiz edilebilmesi  için hüküm altına alınan miktarın 1.000.000.000.TL (1.000,00-YTL)’yi geçmesi gerekir.
    HUMK’na 5236 sayılı yasanın 19.maddesi  ile eklenen Ek-4.maddeye göre ise “Görev, kesin hüküm, istinaf, temyiz, Yargıtay’da duruşma, senetle ispata ve sulh mahkemelerindeki taksim davalarında muhakeme usulünün belirlenmesine ilişkin maddelerdeki parasal sınırlar; her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on milyon lirayı (10,00-YTL) aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” 18.11.2005 Gün ve 25997 sayılı Resmi  Gazetede ilan edilen  Maliye Bakanlığı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde,  2006 yılı için belirlenen yeniden değerlendirme oranı % 9,8 olarak öngörülmüştür. Buna göre, 2006 yılında mahkemelerce verilecek  kararların temyiz edilebilmesi için, temyize konu dava değerinin  1.090.00. YTL.’sini geçmesi gerekir.
    İnceleme konusu karar,bu tarihten sonra verilmiş ve  davacı yararına 500,00- YTL’lık manevi tazminata ve eklentisi faize ilişkin hüküm kesin nitelik taşıdığından  1.6.1990 gün  ve 1989/3 E. 1990/4 K. Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı da  göz önünde tutularak manevi tazminata uygulanan faizin başlangıcına yönelik davacının temyiz dilekçesinin kararın kesinlik sınırları içinde kalması nedeniyle reddine
    2-Dava, nitelikçe Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Bu nedenle, bu tür uyuşmazlıklarda, öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığı, sigortalının meslekte kazanma güç kayıp oranı ve bu orana göre,  Kurum tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin, hiç bir kuşku ve  duraksamaya yer vermeksizin araştırılıp saptanması gerektiği söz götürmez.Somut olayda, dosya içerisindeki SSK müfettişi tarafından düzenlenen 23.12.2005 tarihli soruşturma raporunda olayın iş kazası olarak değerlendirildiği ancak davacının SSK"nun maluliyetin belirlenmesi için Kuruma müracaat etmesine ilişkin davete cevap  vermemesi nedeniyle davalı Kurumca  maluliyet  işlemlerinin yapılamadığı görülmektedir.Oysa, mahkemece, açıklanan doğrultuda Sosyal Sigortalar Kurumu’na yapılan başvurunun sonucu beklenmeksizin,doğrudan düzenlenen Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3.İhtisas Kurulu’nun 3.11.1999 tarihli raporları ile belirlenen sürekli iş göremezlik oranının tazminatın belirlenmesinde esas alınarak sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.  
    Yapılacak iş, davanın niteliği göz önünde tutularak davacıya olayın iş kazası sayılması ve meslekte kazanma güç kayıp oranının saptanması ve buna bağlı olarak Kurumdan gelir bağlanması için Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı’na yaptığı başvurunun sonucunu beklemek,gerektiğinde SSK Başkanlığı aleyhine dava açması için önel verilmek ve verilen önelin sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    3-Zararlandırıcı olaya maruz kalan işçinin, olay günü, bekçi olarak çalıştığı davalı işveren E. İnşaat Ticaret Ltd. Şti’ne ait şantiyede sağ gözünden yaralanarak Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3.İhtisas Kurulu’nun 3.11.1999 tarihli raporlarına göre %34,2 oranında meslekte kazanma gücünü yitirmiştir.
     İnsan yaşamının kutsallığı  çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve işgüvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur.
    04.08.1998 günlü kusur bilirkişi raporunda; olayda 8/8 oranında işyeri çalışanlarından davalı Mümin Günan’nın kusurlu olduğu belirtilmiştir.  Hükme dayanak alınan bu bilirkişi raporunda; bilirkişi, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi   önlemleri   almadığı,   alınan    önlemlere   işçinin    uyup    uymadığı   gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde, saptamadıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, kusur raporunun, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez.
    Mahkemece yapılacak iş; işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilere konuyu yeniden yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek, verilen rapor dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilerek ve sonuca göre karar vermekten ibarettir.
    4-Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının tazminatın hesabında hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretin esas alınması zorunludur. Öte yandan asgari ücret kamu düzenine yönelik olduğundan hakim bu hususu resen göz önünde tutmakla yükümlüdür.Somut olayda 01.01.2006 tarihinden itibaren günlük 17,70-YTL asgari ücretin yürürlüğe girdiği ortadadır.Bu durumda 01.01.2001-30.06.2001 tarihleri arasında yürürlükte bulunan asgari ücretin tazminatın belirlenmesinde esas alınan 20.3.2001 tarihli hesap  raporu ile  sonuca gidilmiş olması  usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Öte yandan tazminat miktarının, işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu açıktır. Başka bir anlatımla, işçinin günlük net geliri tesbit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancın ise, yıllık olarak % 10 artırılıp, % 10 iskontoya tabi tutulacağı, 60 yaşına kadar (aktif) dönemde 60 yaşından sonrada bakiye ömrüne kadar (pasif) dönemde  elde edeceği kazançların ortalama yöntemine başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.Mahkemenin açıklanan zarar ve tazminatın hesaplanması yönteminde, işçinin zararını aktif devre ile sınırlı olarak hesaplayan, pasif dönemde elde edeceği kazançların dahil edilmediği hesap bilirkişi raporunu esas alarak yazılı şekilde karar vermesi de hatalı olmuştur.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 07.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi