23. Hukuk Dairesi 2013/4649 E. , 2013/6815 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin ortağı olan davalının kooperatife ait borçlarını zamanında ödemediğini, müvekkili tarafından ödemek zorunda kalınan 154,00 TL emlak vergisi alacağı ile zamanında ödenmeyen aidat borçlarından doğan işlemiş temerrüt faizi alacağının tahsili için davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, davalının borca itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, %40 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Yargıtay kararlarına göre geçmişe yönelik faiz yürütülmemesi gerektiğini savunarak, davanın reddini ve kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma , benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalının Mart 2007- Eylül 2009 dönemindeki geciken ödemelerine, geçmişe yönelik olarak faiz uygulanamayacağı, davalıdan istenen gecikme faizinin yasal dayanağının bulunmadığı, davacı kooperatif tarafından ödenen 2009 yılı emlak vergisinin 1. taksidinin davalı tarafından ödenmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 154,00 TL"ye yönelik itirazın iptaline, kabul edilen tutar üzerinden %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacının temerrüt faizinin tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali istemi bölümünün reddine karar verilmiştir. Davacı kooperatifin 17.02.2007 tarihli genel kurul toplantı tutanağının 7. maddesinde “ Aidat ödemeleri sisteminin görüşülmesine geçildi. Verilen önerge ile 2 Mart 2007 tarihine kadar üyelerimizin bu güne kadar olan borçlarını nakten ve defaten gecikme cezası almadan ödemelerine, ödemeyen üyelerin aidatlarına %5 gecikme zammı ekleyerek aidatların tahsiline ” karar verildiği ; 12.07.2009 tarihli genel kurul toplantı tutanağının 5.maddesinde “ 2007 Mart – 2008 Şubat döneminde aylık aidat ve ara ödemelerini vadesinde ödemeyen üyelere uygulanacak gecikme faizinin oranı %3 , 2008 Mart-2009 Şubat döneminde aylık aidat ve ara ödemelerini vadesinde ödemeyen üyelere uygulanacak gecikme faizinin oranı %4 , 2009 Mart ve sonrası dönemine aylık aidat ve ara ödemelerini vadesinde ödemeyen üyelere %5 gecikme faizi uygulanması ve bunlara ek olarak erken ödemeler için aynı gecikme faiz oranları uygulanarak değer belirlenmesi ve borcundan mahsup edilmesinin ...” kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Takibin dayanağı olan 12.07.2009 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan karar 17.02.2007 tarihli genel kurulda alınan faiz oranının indirilmesine ilişkin olup, geriye yönelik faiz kararı
alınmış olmadığından, bilirkişi ve mahkemenin aksi yöndeki gerekçesinde isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, mahkemece karar verilmeden önce 01.07.2012 tarihinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu"nun 7. maddesinde aynen "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. " hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesinin "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının anılan yasal düzenlemedeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 42. maddesine göre genel kurul bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkisini haizdir. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi"nin 23/1. maddesinin 6. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı BK’nın 101/2. ( 6098 sayılı TBK’nın 117. ) maddesi hükmü karşısında, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Anapara faizi ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK"nın 88. maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt
faizi uygulanmalıdır. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 2/1. maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak temerrüt faizi oranını belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorundadırlar.
Somut olayda, dava konusu aidat miktarı kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
Bu durumda, mahkemece, karar verilmeden önce yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirildiğinde davacı kooperatifin işlemiş temerrüt faiz alacağının doğduğu tarihteki yasal faiz oranının % 100 fazlasına kadar faiz isteme hakkı bulunduğu gözetilerek, asıl alacak olarak takip ve dava konusu edilen işlemiş temerrüt faizinin oranı ve miktarı bakımından bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan yasal düzenleme gözden kaçırılarak, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde davacıya iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.