23. Hukuk Dairesi 2013/5681 E. , 2013/6814 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatifin üyesi olan müvekkilinin yönetim kurulu kararıyla kooperatif ortaklığından çıkarıldığını, davalı kooperatif ile taşeron ... İnşaat ve müvekkili kooperatif üyesi arasında imzalanmış protokol gereği, müvekkilinin yükümlüğünü davalı kooperatife nakden ödediğini ve buna dair makbuz düzenlendiğini, kooperatifin 09.05.2009 tarihli genel kurulunda müvekkilinin ek ödeme yapmasına karar verildiğini, bu kararın iptali için açılan davanın derdest olduğunu, protokol gereği müvekkilinden ödeme yapmasının istenmeyeceğini, ayrıca çekilen ihtarda istenen borcun hangi aylara ait olduğunun belirtilmediğini, müvekkilinin birden fazla üyeliğinin olduğunu ve her bir üyelik için ayrı ayrı ihtar çekilmesi gerektiğini ileri sürerek, davalı kooperatifin 07.07.2011 tarih ve 74 sayılı üyelikten ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının 09.05.2009 tarihli olağan Genel Kurul Toplantısına katıldığını, bu genel kurulda her üyenin aylık 1.500,00 TL aidat ödemesine karar verildiğini, aidatları ödemesi hususunda davacıya iki kez ihtarname gönderildiğini, ihraç kararının davacıya bildirildiğini, yapılan her işlemin anasözleşmeye ve hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; ihtar tarihi itibariyle davacının üç üyeliği için 87.250,00 TL borçlu bulunduğu, daire başına düşen borcun 29.083,33 TL olduğu, her ne kadar ihtarnamede daire başına 30.000,00 TL istenmiş ise de aradaki bu farkın davacıyı ödemede tereddüte düşürecek nitelikte olmadığı, ihtarlarda yasa ve anasözleşmede belirtilen sürelerin verildiği, talep edilen borcun 2009 yılı Haziran ayından 2011 yılı Şubat ayına kadar olan borca ilişkin olduğu, açılan genel kurul kararının iptali davasının davacının ödemeden kaçınmasını haklı kılmadığı, dolayısıyla bilirkişi raporunun aksine ihraç kararının yasa ve anasözleşmeye uygun olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
Her pay için ayrı ihraç prosedürü uygulanması zorunlu olup , aksi halde ihraç kararı verilemez. Somut olayda, davacının , davalı kooperatifte üç üyeliği bulunduğu uyuşmazlık dışıdır. Dosya kapsamından, davalı kooperatif tarafından davacıya gönderilen birinci ve ikinci ihtarnamede bir üyelik için toplam 30.000,00 TL borcun ödenmesinin istendiği , ihraç kararında da hangi üyeliğe dair ihraç edildiği açıklanmaksızın kooperatif ortaklığından ihraç edildiği anlaşılmıştır. Davacının üç üyeliği bulunmasına rağmen bir üyelikle ilgili ihtarnameler keşide edilmesi, davacı üyede tereddüt uyandıracak nitelikte olup, hangi üyelik ile ilgili olarak ihraç edildiğini davacı bilmeyeceğinden bu ihtarnamelere dayalı olarak verilen ihraç kararının iptali gerekir.
Öte yandan, ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeyen ortağa tebliğ edilen ihtarnamelerde,kısmi ödeme yapılması durumunda, bu husus açıklanarak ihtarlardan önce ödemenin borçtan düşülmesi ve ortağın borç miktarında tereddüte düşürülmemesi ve ikinci ihtarın gerçek borcu yansıtması gereklidir. Davacı tarafça, birinci ihtarnamenin tebliğinden sonra 20.04.2011 tarihinde her bir üyelik için 100,00 TL ödeme yapıldığı ileri sürülerek banka dekontları sunulmuş olup, davalı tarafça bu iddiaların aksi savunulmadığına göre, ikinci ihtarnamede yapılan kısmi ödemelerin mahsup edilmesi gerekirken, ilk ihtarnamedeki miktar üzerinden ikinci ihtarnamenin tebliği ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 27. ve anasözleşmenin 14/2. madde hükümlerine uygun olarak temerrüde düşürülmüş olmadığından, davacının ödemelerinin mahsubu sonucu ulaşılması gereken gerçek borcu yansıtmayan ikinci ihtara dayalı ihraç kararının iptali gerekir.
Bu durumda mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2- Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.