8. Hukuk Dairesi 2013/19178 E. , 2014/10644 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Taşköprü İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/06/2013
NUMARASI : 2013/18-2013/22
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Borçlu R. D. aleyhine 22.12.2011 tarihinde takip başlatılmış, icra emrinin tebliğ edilememesi üzerine, zabıta vasıtasıyla yaptırılan araştırma sonucunda 21.02.2009 tarihinde vefat ettiğinin anlaşılması nedeniyle, alacaklı vekili, mirasçıların tesbiti ve onlara karşı takibin yöneltilmesi için veraset ilamı alınması amacıyla yetki belgesi verilmesi talebinde bulunmuş, İcra Müdürlüğü"nce, talep reddedilerek, ölü kişi aleyhine başlatılan takibin iptaline karar verilmiştir. Bu işlemin iptali istemiyle İcra Mahkemesi"ne yapılan başvuru üzerine, istemin reddine karar verilmiş, hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 50.maddesinde medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların, davada (takipte) taraf ehliyetine de sahip olacağı hüküm altına alınmıştır. Yasa hükmünde belirtildiği üzere taraf ehliyeti, medeni hukuktaki hak ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir. Maddede gerçek ve tüzel kişi ayırımı yapılmaksızın, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların davada (takipte) taraf ehliyetine de sahip olacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun "Tarafta iradî değişiklik" başlıklı 124. maddesi gereğince;
Bir davada (takipte) taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Takip talebinde (dava dilekçesinde) tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.
Türk Medeni Kanunu"nun 28. maddesinde ise; gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak da taraf ehliyetinin sona ereceği belirtilmiştir. Dava (takip) tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişi taraf ehliyetini yitireceğinden aleyhine dava (takip) açılamaz ise de; yukarıda belirtildiği üzere maddi hatadan dolayı muhatabın yanlış gösterilmesi, (alacaklının) davacının tüm özeni göstermesine rağmen dava açacağı (aleyhinde takip başlatacağı) kişiyi doğru tespit edememesi, kısa süre önce kendisiyle işlem yapılmış ya da sadece vekiliyle muhatap olunmuş bir işlemden sonra muhatabın ölmesi durumlarında yanlış taraf gösterilmesi dürüstlük kuralına aykırı değilse ortaya çıkan (takip) dava ilişkisi sebebiyle daha üstün bir yarar dikkate alınarak yargılamaya (takibe) gerçek tarafla devam edilmelidir. (HGK"nun 11.09.2013 tarih 2013/14-612 E. ve 2013 / 1297 sayılı K.)
Somut olayda dosya kapsamından, aleyhine takip başlatılan R. D. takip tarihi 22.12.2011 tarihinden önce 21.02.2009 tarihinde vefat etmiş olduğundan kural olarak aleyhine takip başlatılamaz ise de, alacaklının takibi uzatmak yönünde kötü bir niyetinin bulunmasını gerektirecek bir durumun olmadığı, borçlunun ölmüş olduğunun bilinmemesinin mazur görülebilir bir maddi hata olduğu görülmektedir..
Bu durumda HMK 124/3-4. maddesi uyarınca icra dairesince, alacaklı vekiline borçlunun mirasçılarının tesbiti amacıyla veraset belgesinin temini için yetki verilerek, alınacak veraset belgesine göre belirlenen tüm mirasçılara icra emrinin tebliğ edilerek, takibe devam edilmesi yönünde işlem yapılması gerekirken, alacaklı vekilinin isteminin reddiyle takibin iptaline karar verilmesi hatalı olup, Mahkemece, şikayetin kabulü ile İcra Dairesi işleminin iptaline karar verilmesi yerine, istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 26.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.