8. Hukuk Dairesi 2013/19375 E. , 2014/10642 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kayseri 1. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/07/2013
NUMARASI : 2013/267-2013/547
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Sair temyiz istemleri yerinde değil ise de;
Borçlu aleyhine başlatılan takipte taşınmazına haciz konulması üzerine, meskeniyet şikayetinde bulunduğu Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda şikayetin kabulü ile taşınmazın borçlunun haline münasip evi alabileceği değerin altında kalmamak şartıyla satışına karar verildiği, taraf vekillerince hükmün temyiz edildiği görülmektedir
İİK"nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin, borçlunun haline uygun olup olmadığı, adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra Mahkemesi"nce, borçlunun, sözü edilenlerle birlikte barınması için, zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise, satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalıdır.
Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.
Somut olayda, Mahkemece, borçlunun, ekonomik sosyal durumu ile birlikte yaşadığı bakmakla yükümlü olduğu kişilerin olup olmadığı araştırılmadan, mahallinde bilirkişiler vasıtasıyla yapılan keşif sonucu düzenlenen rapor ile sonuca gidilmiştir. Anılan rapor incelendiğinde; evin değerinin 65.960 TL olarak belirlendiği ve dosya kapsamında borçlunun boşandığı ve tek başına bu yerde ikamet ettiği kabul edilerek de, haline münasip meskeni daha mütevazi bir semtte 60.000 TL"ye satın alabileceğinin tespit edildiği, yine takip dosyasında evin değerinin 09.02.2013 tarihi itibariyle 88.500,00 TL olarak belirlendiği, anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Mahkemece, borçlunun ekonomik sosyal durumu araştırılarak, icra hukukunda asıl olanın alacaklıyı alacağına kavuşturmak olduğu da gözönünde bulundurularak, yeni bilirkişi heyetinden yerin değerinin yeniden tespitiyle, borçlunun hacizli taşınmazın bulunduğu mahale göre daha mütevazi bir yerde, haline münasip evi alabileceği değerin usulünce tespitinden sonra, yerin değerinin haline münasip ev değerinden az olması halinde haczin kaldırılmasına, fazla olması halinde ise, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine ödenmesine, kalan miktardan borcun karşılanmasına, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz rapora dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 26.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.