13. Hukuk Dairesi 2017/8913 E. , 2019/6491 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde duruşmalı temyiz eden davalı ... Tıbbı Ürünler San. ve Tic. Ltd. Şti.vekili avukat ... Yarımca ile davacılar vekili avukat ..."ın gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, avukat olduklarını, 16.03.2006 tarihli vekaletname ile davalı vekili olarak görevlendirildiklerini ve davalı adına 32 adet icra takibi başlattıklarını, uzun uğraşlar neticesinde dosyalarda tahsilatlar yaptıklarını ve bakiye kısımlar için de teminatlar aldıklarını, icra takip dosyalarının takip çıkışı ( asıl alacak ve işlemiş faiz) 1,674.517,17 TL’nin % 16’sı üzerinden 267.922,74 TL akdi vekilet ücreti ödenmesi, bu tutarın da yarısının Eylül 2013, kalan kısmının Mayıs 2014 tarihinde ödenmesi hususunda mutabık kalındığını, bu çerçevede tahakkuk eden akdi vekalet ücretinin yaklaşık ½ si nispetinde serbest meslek makbuzu keserek davalıya teslim ettiklerini, davalının makbuzları ticari defterlerine işlediğini ve bu makbuzların KDV tutarına karşılık gelen 24.362,72 TL’lik kısmını 26.08.2013 tarihinde ödediğini, bilahare davalı şirket tarafından 13.11.2013 tarihli ihtarname keşide edilerek taraflar arasındaki 01.01.2010 tarihli sözleşmenin 4. maddesi gereği % 2 oranındaki akdi vekalet ücreti isteme haklarının bulunduğunun ve serbest meslek makbuzlarının defterlerine sehven işlendiğinin, bu hususun Ekim ayı sonu stopaj ödemeleri sırasında tespit edildiğinin ve bu davranışın güven ilişkisini zedelediğinin bildirilerek makbuzların iptalini ve şirket tarafından yatırılan stopaj ve KDV’nin iadesinin istenildiğini, bu düzeltme işlemi ve hukuki sorun çözülünceye kadar dava ve icra takiplerinin ikinci bir talimata kadar acilen durdurmalarının bildirildiğini, oysa ki aralarındaki sözleşmenin 01.01.2011 tarihinde sona erdiğini ve yeni bir sözleşme imzalanmadığını, davalı tarafından gönderilen ihtarnamenin haksız azil mahiyetinde olması nedeni ile vekaletten çekildiklerini, vekalet ücretlerinin tahsili amacı ile davalı hakkında başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazminatına, ayrıca karşı yan vekalet ücreti olarak 133.967,00 TL’nin dava tarihinden itibaren merkez bankasının kısa vadeli kredilere uygulayacağı faiz oranı üzerinden faiz uygulanmak sureti davalıdan tahsiline karar verilemesini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacıların itirazın iptali talebinin kısmen kabulü ile davalının ... 8. İcra Müdürlüğünün 2014/484 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazının kısmen iptaline, takibin 226.855,35 TL asıl alacak ve 3.068,75 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine, karşı vekalet ücreti talebinin kabulü ile, 133.967,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK yazılı yargılama usulünde 5 aşamaya yer vermiştir. Bunlar; davanın açılması ve dilekçeler aşaması, ön inceleme, tahkikat, sözlü yargılama ve hüküm aşamalarıdır.
Tahkikatın sonlandırılması ve sözlü yargılama aşamasına geçiş ise 6100 sayılı HMK’nın 186. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Somut olayda, mahkemece, 11/07/2017 tarihli 9. celse davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; tahkikat bitirilip sözlü yargılama için ayrı bir gün tayin edilmediği anlaşılmaktadır.
Savunma hakkı Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alındığı gibi, 6100 sayılı HMK.nun 27. maddesi hükmüne göre de, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, başka bir anlatımla, taraflara dosya içerisindeki bilgi ve belgelere karşı savunma hakkını kullanma olanağı verilmeden hüküm kurulamaz. Aksi halde savunma hakkı kısıtlanmış olup, bu husus kamu düzenine ilişkindir.
Mahkemece, sözlü yargılama için gün belirlenip taraflara tebligat çıkarılmadan karar verilmek suretiyle yukarıda bahsedilen usul hükmüne uyulmaması hukuki dinlenilme hakkını kısıtlayıcı niteliktedir. O halde, sözlü yargılama ile ilgili HMK."nun 186.maddesinde gösterilen usule riayet edilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 2.037,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.