2. Ceza Dairesi Esas No: 2020/1610 Karar No: 2020/3138 Karar Tarihi: 20.02.2020
Hırsızlık - konut dokunulmazlığını bozma - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2020/1610 Esas 2020/3138 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçu ile ilgili olarak bir sanığın mahkumiyetine karar verdi. Ancak kararın tebliği işlemi yanlış yapılmıştı. Tebligat, sanığın bildirmediği bir adrese yapılmış ve bu sebeple karar geçersiz sayılmıştı. Daha sonra, Anayasa Mahkemesi kararı da dikkate alınarak, mahkumiyet kararının infaz aşamasında uygulanacak ceza hükümleri belirlendi. Kararda, Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılması gerektiği, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adresin bilinen en son adres olarak kabul edileceği, tebliğ imkansızlığı durumunda ise tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması gerektiği belirtilmektedir. Ayrıca, TCK'nın 53. maddesinde öngörülen hak yoksunluklarının infaz aşamasında gözetilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
2. Ceza Dairesi 2020/1610 E. , 2020/3138 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerekirken, sanığın yokluğunda verilen hükmün son bildirdiği adres olan "..." adresine çıkartıldığı, tebligatın bila tebliğ iade edilmesi üzerine MERNİS adresi olan "..." adresine mernis şerhsiz olarak çıkartıldığı, iade gelmesi üzerine ise tebligatın mernis şerhli olarak gönderilmesi gerekirken asilin önceliği gözetilmeden vasi ..."nın adresine 05.12.2016 tarihinde tebliğin yapıldığı devamla, MERNİS adresi olan "..." adresine tekraren çıkarıldığı, iade gelmesi üzerine "..." adresine gönderilerek eşi olarak belirtilen ..."ya 17.07.2017 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşılması karşısında; belirtilen usul gözetilmeden sanığın bildirmediği adrese yapılan karar tebliği işleminin geçersiz olduğu, bu nedenle sanığın 17.06.2019 tarihli eski hale getirme istemli temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede; TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi"nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 20.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.