11. Hukuk Dairesi 2011/6586 E. , 2013/57 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07.10.2010 tarih ve 2010/96-2010/486 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 25.12.2004-25.12.2005 tarihleri arasında geçerli olan taşıma sözleşmesi uyarınca 04.01.2005 tarihinde ... Federasyonu adresine teslim edilmek üzere 13 çuval ve 112.103 Euro bedelli halının davalıya teslim edildiğini, 8.700 TL taşıma bedelinin davalıya ödendiğini, ancak halıların halen adrese teslim edilmediğini, davalıya çekilen ihtarların da sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 112.103 Euronun veya fiili ödeme günündeki Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden TL karşılığı ile 8.700 TL taşıma ücreti ve 65,69 TL ihtarname giderinin 22.03.2005 tarihinden itibaren işleyecek ticare temerrüt faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline teslim edilen emtianın alıcısına teslim edildiğini, gecikmenin ... Gümrüğü"nde yaşanan sıkıntı ile alıcı firmadan kaynaklandığını, halıların niteliğinin açıkça belli olmadığını, kargo içeriğinin ispatlanması gerektiğini, aksi halde taşıyıcının taşıma bedeli ile sorumlu olacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, davalının 13 çuval 92 adet halının teslim edildiğini kanıtlayamadığı, davacı tarafın ise şirket kapandığından o dönemde durumu araştırmadıklarını, ..."daki temsilcileri ile görüşmediklerini beyan ederek kendisine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğinden davalının ziyadan sınırlı sorumluluk ilkelerine göre sorumlu olduğu, CMR Konvansiyonunun 23. maddesine göre sorumluluğunun 9562,84 SDR ile sınırlandığı, 23/4. maddeye göre malın tamamen kaybedilmesi nedeniyle davacının taşıma ücreti ve noter masrafını talep edebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 9.562,84 SDR"nin 23.03.2005 tarihinden itibaren yıllık % 5 faizi ile fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının; 8.700 TL taşıma ücreti, 69 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 8.765,69 TL"nın ise 23.03.2005 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, sözleşmeye konu emtianın ... Federasyonu"ndaki adrese teslim edilmediği iddiasına dayanmaktadır. Mahkemece, bozma öncesi TTK hükümleri esas alınarak verilen karar, uluslararası bir taşımanın söz konusu olması nedeniyle, CMR hükümleri uyarınca davalının sorumlu olduğu zararın belirlenmesinin gerektiği gerekçesiyle bozulmuş; bozma sonrası davacı tarafın taşımacının sorumluluğunu sınırlama hakkını kaybettiği yönündeki iddiasına karşın, davacının kendisine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini, bu nedenle davalının ziyadan sınırlı sorumluluk ilkelerine göre sorumlu olduğuna karar verilmiştir.
Dairemizin 12.06.2000 tarih ve 2000/4546-5446 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, CMR Konvansiyonu"nun 29. maddesinde taşımacının sınırlı sorumluluğunun hangi hallerde uygulanmayacağı gösterilmiş olup, buna göre taşımacının kendi fena hareketinin veya kasti fena harekete denk tutulan kusurundan meydana gelen hasar halinde, taşımacının sorumluluğunu sınırlayan veya ispat yükünü karşı tarafa yükleyen hükümlerin uygulama kabiliyeti kalmamaktadır. Bu kusur ve kastını, TTK"nun 786. maddesinde geçen ağır kusur ve hile kavramlarını en yakın olarak karşılamakta olduğunun kabulü ile taşımacının bu hallerde sınırlı sorumluluktan yararlanamayacağı sonucuna varılmalıdır. Taşımacının zarara hiçbir açıklama ve neden getirememiş olması, kendisinin karine olarak sorumluluğunu sınırlama hakkını kaybetmiş sayılmasına yol açacağı ve davacının gerçek zararını karşılaması gerektiği de kabul edilmelidir.
Somut olayda da, eşyanın gönderilene teslim edildiğini ve zamanını ispat yükümlülüğü üzerinde bulunan davalı teslimatın yapıldığını ispatlayamamış, eşyanın akıbeti hakkında da makul ve kabul edilebilir bir açıklama getirmemiştir. Bu durumda, davalı CMR"deki sınırlı sorumluluk esasından yararlanamayacağından, davacının gerçek zararının karşılanması gerektiğinin kabulü gerekirken, yazılı gerekçeyle taşımacının sınırlı sorumlu olduğundan bahisle hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 07.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.