17. Hukuk Dairesi 2015/3973 E. , 2017/9763 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat alacağına dayanan itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davacı ... şirketine zorunlu mali mesuliyet ... poliçesi ile sigortalı ve davalının maliki olduğu aracın dava dışı sürücüsünün alkollü ve tam kusurlu olması nedeniyle 18.06.2008 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde ölen ..."nin mirasçılarına ödenen maddi tazminatın tahsili amacıyla sigortalı araç maliki davalı aleyhine ... takibinin başlatıldığını belirterek ... takibine yapılan haksız itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davalının araç kiralama işi ile uğraştığını, işleten sıfatı bulunmadığını ve bu nedenle sorumluluğunun söz konusu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalının işleten olduğu anlaşılmış olduğundan husumet itirazının reddi ve davanın kabulü ile ... 1. ... Müdürlüğünün 2012/6950 Esas sayılı dosyasında davalının itirazlarının iptali ile takibin aynen devamına, davalının şartları oluşmayan ... tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, zorunlu trafik sigortacısı tarafından zarar gören üçüncü kişiye ödenen tazminatın sigortalıdan rücuen tahsiline dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı ... şirketi ... poliçesi kapsamında sigortalısına ödediği miktarı değil, ödediği miktarı geçmemek üzere gerçek zararı zarar sorumlularına rücu edebilir.
Mahkemece aldırılan ... uzmanı bilirkişisinin 08.04.2014 tarihli raporunda, davaya karışan araca ait ... poliçesine göre aracı ... ettirenin davalı olduğu, buna göre sigortacının ... ettirene rücu hakkının bulunduğunun belirtildiği, davaya konu edilen rücu miktarının yerinde olup olmadığı ve olayın araç sürücüsünün alkollü olmasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı konusunda alınan nöroloji uzmanı, makina mühendisi ve muhasebe uzmanı üçlü bilirkişiden oluşan heyet raporunda ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/788 Esas sayılı kararına binaen ödenen 110.000,00-TL destek tazminatı için ödeme tarihinden itibaren 4.068,49-TL işlemiş faizin bulunduğu, buna göre ... takip tarihi itibariyle istenebilecek toplam alacağın 114.068,49-TL olduğu, ayrıca olayda davalıya ait aracın sürücüsünün alkollü olmasının salt etken olduğu belirtmiş ve bu rapor hükme esas alınmıştır.
Davacının rücu edebileceği bedelinin belirlenmesi için heyette bulunan tazminatın belirlenmesi konusunda uzman olmayan muhasebe uzmanı bilirkişiden alınan rapor ile yetinilerek karar verilmiş ise de rapor hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının rücu edebileceği bedel belirlenirken takip konusu miktara faiz işletilmesi ile yetinilmiş olup rapor, söz konusu bilirkişinin uzmanlığı itibarı ile uyuşmazlığın kapsam ve niteliğine göre karar vermeye yeterli olamadığı gibi denetime de elverişli değildir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
1086 sayılı HUMK.nun 275 ve devamı maddelerine (6100 sayılı yasa’nın 266. maddesi) göre çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda ihtisas sahibi kimselerin dinlenmesi ve rapor alınması gerekir. Somut olayda rücu edilebilecek bedelinin belirlenmesi özel ve teknik bilgiyi gerektiren konulardandır.
Mahkemece özel ve teknik bilgiyi gerektiren bu konuda konusunda uzman aktüerya bilirkişisinden gerçek zarar miktarının belirlenmesi yönünden ayrıntılı ve denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Dava dışı alkollü sürücü ... ile kazada ölen ..."nin arkadaş olup araçla dönerlerken kazanın meydana geldiği iddia edilmiştir. Davacı vekili, müteveffanın hatır için taşındığını, sürücünün alkollü olduğunu, müteveffanın sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca bindiğini, kaza anında kemerinin takılı olmadığını, bu nedenlerle tazminattan hatır taşıması indirimi ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ileri sürmüştür. Mahkemece bu savunmalar üzerinde durulmamış, bu hususta inceleme yapılmamış ve her hangi bir indirim yapılmadan tazminata hükmedilmiştir.
Öğretide hatır taşıması konusunda bir kavram birliği olmadığı gözlemlenmekte, ancak "hatır için için ücretsiz taşıma" ve "aracı hatır için ücretsiz kullandırma" tanımlamalarının benimsendiği görülmektedir. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 Sayılı BK"nun 43. maddesi (6098 Sayılı TBK 51.madde) uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse ... içtihadlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından söz etmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararı söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve ödenceden indirim yapılacaktır. Hakim, tazminattan mutlaka belli bir oranda indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Mahkemece, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları gözönüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması B.K. 43. madde hükmüne göre tazminattan indirim yapılıp yapılmayacağının karar yerinde tartışılması, yine müteveffanın sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca binmesinin, emniyet kemerinin takılı olup olmadığının BK. 44.maddesi uyarınca müterafik kusur olup olmadığı, bu nedenle de tazminattan indirim yapılıp yapılmayacağı hususunun değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 30.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.