17. Ceza Dairesi 2015/28003 E. , 2016/8539 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
14/04/2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen ek 2. madde uyarınca doğrudan verilen 3.000,00 TL"ye kadar olan adli para cezalarından ibaret mahkumiyet hükümleri kesin olup, mala zarar verme suçundan dolayı tayin edilen 2.400,00 TL adli para cezasına ilişkin hükmün, cezanın türü ve miktarı itibariyle temyizi mümkün bulunmadığından, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi gereğince sanık ..."ın temyiz talebinin tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelenmesine gelince;
Sanık ..."ın kolluk beyanlarında yakınan ..."e yönelik eylemi saat 23.00"te buluştuktan sonra otobüs ile basın sitesine gittikten sonra işlediğini söylediği, eylemin gece sayılan zaman diliminde kaldığı ve bu suçla ilgili olarak da zamanaşımı süresinin dolmadığı kabul edilerek yapılan incelemede;
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanması sırasında aynı maddenin birinci, ikinci ve dördüncü fıkralarındaki bazı sözcüklerin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının anılan Kanun maddesinin 1. fıkrasındaki ""hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak"" hükmü gereğince infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
5252 sayılı Yasa"nın 9/3. maddesi uyarınca, sanık yararına olan hüküm önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağından, her iki Yasaya göre uygulanan Yasa maddeleriyle, verilmesi gereken cezalar denetime olanak sağlayacak şekilde ayrı ayrı tespit edilip sonuç cezalar karşılaştırıldıktan sonra lehe olan yasa belirlenerek uygulama yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması kanuna aykırı ise de;
Yakınan ..."un işyerinden pek fahiş değerdeki eşyaların çalınması olayında; hakkındaki mahkumiyet hükmü temyiz aşamasında zamanaşımı nedeniyle düşürülen, soruşturma ve kovuşturması ayrı yürütülen suça sürüklenen çocuk ..."un, müdafii huzurundaki 04.03.2003 günlü Cumhuriyet Savcılığındaki anlatımlarında, suçu ... ve ... ile birlikte işlediklerini söylediği, yine hakkında düşme kararı verilen ..."ın da incelememize konu dosyadaki sorgusunda, sanık ... gibi olayı 3 kişi birlikte gerçekleştirdiklerini beyan ettiği, buna göre sanık hakkında 765 sayılı Yasa"nın 493/1-son ve 522 (pek fahiş ) olarak uygulanacağı bu durumda 5237 sayılı Yasa ile yapılan uygulamanın sanığın daha lehine olduğu, yakınanlar ..., ..., ...ve ..."ye yönelik araç hırsızlığı olaylarında ise eylemin 765 sayılı TCK"nın 493/1 ve 522 (pek fahiş ) maddelerine uyduğu ve yine 5237 sayılı Yasa yapılan uygulamanın sanığın daha lehine olduğu, ayrıca yakınan Hasan"ın işyerinden geceleyin gerçekleşen hırsızlık olayında da sanığın eyleminin 5237 sayılı Yasa"nın 142/1-b, 143. maddelerine uyduğu ve bu haliyle 765 sayılı Yasa ile yapılan uygulamadaki sonuç cezanın sanık lehine olduğunun anlaşılması karşısında, kıyasın açıkça yapılmaması sebebi ile bozma isteyen tebliğnamedeki düşünce benimsenmemiş, yakınan ..."e yönelik eylemde 5237 sayılı TCK"nın 143. maddesinin uygulanmaması ile araç hırsızlıklarında hırsızlık suçuna konu eşyanın önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılmaması hususları da karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA, 07.06.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.