17. Hukuk Dairesi 2015/39 E. , 2017/9754 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın usulden reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının konutunu ... sigortası kapsamında ... ettirdiğini, konutun bulunduğu ilçede meydana gelen deprem sonucu sigortalı konutun ağır hasara uğradığını, davalıya yapılan başvuruya rağmen ödeme yapılmadığını belirterek ... bedeli olan 45.430,00 TL"nin temerrüt tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, ... Poliçesi Genel Şartları"nda tahkim yolu öngörüldüğü halde davacının bu yola başvurmadan dava açması nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, davacının başvurusu üzerine açılan hasar dosyasında, davacının binanın yapı malzemesi hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun tespit edildiğini, eksper tarafından yapılan incelemede de binanın hafif hasarlı olduğu ve onarımının mümkün olduğu yönünde görüş bildirildiğini, tespit edilen 2.729,71 TL. hasar bedeline davacının itiraz etmesi nedeniyle ödeme yapmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; taraflar arasındaki zorunlu deprem sigortasından kaynaklanan tazminat talebi yönünden, ... Poliçesi Genel Şartları"nın B.2. maddesi ile tahkim yoluna başvurunun zorunlu olduğunun kabul edildiği, tahkim itirazının ilk itiraz olduğu ve davalının yasal sürede tahkim itirazında bulunduğu gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK"nun 413/1. maddesi gereği davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, zorunlu deprem ... poliçesine dayanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, taraflar arasındaki poliçeye dayalı olarak yaptığı başvurudan sonuç alamadığı için dava açmış; davalı taraf, davacının tahkim yoluna başvurmadan dava açması nedeniyle davanın usulden reddini savunmuş; mahkeme tarafından da davalının savunmasına itibar edilip dava açmadan önce başvurulması zorunlu olan tahkim yoluna başvurulmadan dava açıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Riziko ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan ... Genel Şartları"nın "tahkim ve yetkili mahkeme" başlıklı C.6. maddesinde "... sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili olarak, uyuşmazlık konusu olayın üyelik tarihinden sonra meydana gelmiş olması halinde, ... Tahkim Komisyonu"na başvurulabilir" düzenlemesine yer verilmiştir. Tahkime ilişkin bu düzenlemenin ifade biçiminden de açıkça anlaşılacağı üzere, tahkime başvurulması ihtiyari bir yol olup bu konuda bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece; davacının poliçeden kaynaklanan tazminatı talep hakkını dava açarak kullanma konusunda seçimlik hakkı bulunduğu, dava açmadan önce tahkim yoluna başvurma konusunda herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığı gözetilerek, işin esasını inceleyip bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle, davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre ise; davada ön şart olarak kabul edilen tahkim yoluna başvurulmamış olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT"nin 7/2. maddesine göre davalı taraf lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, dava edilen değer üzerinden hesaplanan nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de hatalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA;
peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 30/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.