18. Ceza Dairesi 2017/4570 E. , 2017/13274 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece kısmen bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteklerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
A-Sanık ..."ya yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
1-Sanık tarafından temyiz edilen ve kazanılmış hak teşkil eden ilk hükümde, TCK"nın 58. maddesinin uygulanmamış olmasına karşın, bozma sonrası hükümde anılan Kanun maddesinin uygulanması suretiyle, 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesine aykırı davranılması,
2-TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesi"nin, 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı kararıyla, iptal edilmiş olması nedeniyle, uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."nun temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, ancak; bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Yasanın 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak, hüküm fıkrasından, TCK"nın 53/1-b ve 58. maddelerinin uygulanmasına ilişkin kısımların çıkarılması biçiminde HÜKÜMLERİN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B-Sanıklar ... ve ... hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
1-Sanık ... hakkındaki hükümlerin açıklanmasına dayanak alınan İzmir 14. Sulh Ceza Mahkemesi"nin, görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın, CMK"nın 223. maddesinde belirtilen hüküm niteliğinde bulunmayıp, hükmün açıklanmasına dayanak teşkil etmeyeceği, yine sanık hakkındaki hükümlerin açıklanmasına dayanak alınan, İzmir 2. Sulh Ceza Mahkemesi"nin mahkûmiyet hükmünün de, “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” suçuna ilişkin olması karşısında, bu suçu düzenleyen TCK"nın 191. maddesinde 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunun 68. maddesiyle yapılan değişiklik çerçevesinde sanık hakkındaki dayanak mahkûmiyet ilamıyla ilgili bir değerlendirme yapılıp yapılmadığı araştırılarak, hükmün açıklanmasını gerektirecek kasti suçtan mahkûmiyet niteliğinde olup olmadığının belirlenmesinde ve bunun sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2-Sanık ... hakkında kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a-İddianame anlatımında ve olay tutanağında, sanığın, diğer sanık ... ile birlikte, polis memurlarını ittirdikleri, yine sanığın ekip aracı içinde, “...seni yaşatmam...” şeklinde tehdit sözü söylediği belirtilmesine rağmen, polis memuru katılanların ifadelerinde, sanık ve diğer sanığın üzerlerine gelmeleri nedeniyle biber gazı sıkıp etkisiz hale getirdiklerini belirtip, ittirme eyleminden bahsetmemeleri, sanıkların yalnızca olay tutanağında belirtilen hakaret ve tehdit söylemlerinde bulunduklarını beyan etmeleri karşısında, olay tutanağı ve ifadeler arasına oluşan çelişki giderilip, tüm kanıtlarla birlikte değerlendirilerek, sanığın görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsurları olan cebir ve tehdit eylemini ne şekilde ve hangi mağdura yönelik gerçekleştirdiğinin belirlenmesi ve sonucuna göre suçun oluşup oluşmadığı, oluştuğunun kabulü halinde de, TCK"nın 43/2. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
b-Olay tutanağında, sanığın yalnızca ekip aracı içerisinde hakaret ettiği belirtilmesine rağmen, katılanların, olay anında ve karakol içerisinde de hakaret eyleminin gerçekleştiğini ifade etmeleri karşısında, suçun işlendiği yerin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, aleni ortamda gerçekleştiğinin kabul edilmesi halinde ise, sanığa TCK"nın 125/4. maddesine göre ek savunma hakkı tanınarak hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
c-Sanığın, son celsede, lehine olan Kanun hükümlerinin uygulanmasını talep etmesi karşısında, sanık hakkında her iki suç açısından TCK"nın 62. maddesinin ve görevi yaptırmamak için direnme suçu açısından, TCK"nın 50. maddesinin uygulanma olanağının tartışılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ..."nun temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, sanık ... hakkındaki hükümler açısından başkaca yönleri incelenmeksizin, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, sanık ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 21/11/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.