Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/3195 Esas 2006/10203 Karar Sayılı İlamı

Dava davacı murisi S.G."un 01.01.2003-31.12.2003 tarihleri arasında davalıya ait  işyerinde hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen çalışmaların tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, istek tanık sözlerine dayanılarak aynen hüküm altına alınmıştır.
Oysa, ifadeleri hükme dayanak alınan tanıklar davacı murisiyle birlikte çalışan ve kayıtlara geçmiş kişiler olmadığı gibi, aynı çevrede benzer işi yapan başka işverenlerin çalıştırdığı ve bordrolara geçmiş kimselerde değildir. Bu  bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez. Ayrıca tesbiti istenen çalışma ile ilgili belgelerde toplanmamıştır.
Yapılacak iş, Kurum şubesinde bulunan işyerine ilişkin dosya ile işverenden davacıya ait şahsi işyeri dosyası ve ücret bordroları getirtilip davanın nitelikçe kamu düzenine ilişkin olduğu gözönünde tutarak davacı murisinin tesbitini istediği sürelerle ilgili olarak eğer varsa davalı işverenin ücret bodrolarında davacının imzası olanlar saptanarak imzasını içeren bordrolara geçmiş sürelerin dışındaki sürelerle ilgili olarak istemin reddine, imzalı olmayan bordrolardaki süreler yönünden de işverence S.S.K."ya verilen dönem bordrolarında kayıtlı tanıklar saptanarak, bu tanıkların bilgilerine başvurmak, dönem bordroları yok ise işverenin komşu işyerlerinin kayıtlara geçmiş kişileri veya benzer işi yapanların kayıtlara geçmiş kimseleri tespit edilip dinlemek ve tüm deliller birarada değerlendirilip çıkacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. Hukuk Genel Kurulu"nun 16.06.1999 gün 1999/21-510-527, 30.06.1999 gün ve 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2004/21-35-64 E. ve K. 15.10.2003 gün ve 2003/21-634-572 E.K. sayılı kararları da aynı yöndedir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular  gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının  bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.10.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.