17. Ceza Dairesi 2016/3066 E. , 2016/8503 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet, uyarlama talebinin reddine
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Hükümlü ... hakkında verilen 3 yıl 9 ay hapis cezası ile mahkumiyet hükmünün, Yargıtay 6. Ceza Dairesi"nin 03.05.2005 tarihli onama kararı ile kesinleşmesi üzerine, hükmün infazı aşamasında, infaz savcılığının 14.03.2006 tarihli dilekçesi ile 01.06.2005 tarihinde, yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın hükümlü lehine düzenleme getirip getirmediğinin tartışılması gerekçesi ile uyarlama talebinde bulunduğu, mahkemece evrak üzerinden, 14.03.2006 tarih 2006/43 Müteferrik sayılı karar ile talebin reddine karar verildiği, savcılığın “kararın denetime olanak vermediği, hangi gerekçe ile 5237 sayılı TCK"nın lehe olmadığının belirtilmediği” gerekçe kılınarak 20.03.2006 tarihinde mahkemesine itirazda bulunduğu, bunun üzerine mahkemece 20.03.2006 tarihli tensip kararı ile savcılığın itiraz talebinin kabulüne, duruşma açılmasına, 14.03.2006 günlü ek kararın kaldırılmasına karar verildiği, duruşmalı inceleme sonucu 23.05.2006 tarihli karar ile hükümlünün 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 62. maddeleri uyarınca neticeten 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği görülmekle;
.... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 23.05.2006 tarihli ikinci uyarlama kararı yasal dayanaktan yoksun ve yok hükmünde olmakla, ....Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 20.03.2006 tarihli itirazının “temyiz” mahiyetinde kabul edilmesi ile ... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 14.03.2006 tarih 2006/43 Müteferrik sayılı duruşma açılmaksızın evrak üzerinden yaptığı inceleme sonucu vermiş olduğu uyarlama talebinin reddine ilişkin karara yönelik olarak yapılan temyiz incelemesinde;
1-5252 sayılı Kanun"un 9/1. maddesi ile 01.06.2005 tarihinden önce kesinleşmiş hükümlerle ilgili olarak, 5237 sayılı TCK"nın lehe olan hükümlerinin derhal uygulanabileceği hallerde duruşma yapılmaksızın da karar verilebileceği öngörülmüş ise de, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 27.12.2005 tarih, 2005/3-162-173 ve 11.07.2006 tarih, 2006/5-182/182 sayılı kararlarında açıklandığı üzere, lehe olan yasanın belirlenmesi herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını, takdir hakkının kullanılmasını gerektiriyorsa veya sonraki yasa ile suçun unsurlarının veya özel hallerinin değiştirilmesi, cezanın tayin ve takdiri ile artırım ve indirim oranlarının belirlenmesi, seçimlik cezalardan birinin tercihi ve seçenek yaptırımların ya da cezanın kişiselleştirilmesini gerektiren hallerde lehe Yasa"nın belirlenmesi amacıyla verilen uyarlama kararlarının duruşma açılarak verilmesi gerektiğinin anlaşılması karşısında, duruşma açılmaksızın evrak üzerinde yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-5237 sayılı TCK’nın 142. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 sayılı TCY"nın 493/1. maddesinde yer alan suçun öğelerinin farklı olduğu, hükümlünün eyleminin, 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 143 maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturduğu, 5252 sayılı Yasa"nın 9/3. maddesi uyarınca hükümlü yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı gözetilerek, hükümlünün 25.12.2000 tarihli beyanında, atılı suçu geceleyin saat 02.00 sıralarında işlediğini kabul ettiği, buna göre hükümlü hakkında 5237 sayılı TCK"nın tatbiki halinde, 143. madde uyarınca verilecek cezadan arttırıma gidileceği gözetilmeden yazılı şekilde 5237 sayılı TCK"nın lehe olduğunun kabulü ile hükümlünün 142/1-b ve 62. maddeleri uyarınca neticeten 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi,
3-5237 sayılı TCK"nın hükümlü lehine olduğunun kabulü halinde hapis cezası ile mahkumiyetine karar verilen hükümlü hakkında TC. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da dikkate alınarak, hak yoksunluklarına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4-Uyarlama yargılaması niteliği itibariyle hükümlünün lehine olan yasanın belirlenmesine yönelik olup hükümlü aleyhine yargılama giderine hükmedilemeyeceği gözetilmeksizin yargılama giderinin hükümlüden tahsiline karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, hükümlü ... müdafii ve O yer Cumhuriyet Savcısı"nın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, infaz aşamasında hükümlü lehine uygulamaların kazanılmış hak oluşturmayacağının gözetilmesine, 07.06.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.