Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/10370
Karar No: 2006/10090
Karar Tarihi: 16.10.2006

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/10370 Esas 2006/10090 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2006/10370 E.  ,  2006/10090 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi     :  Sarıgöl As.Huk. İş Mahkemesi
    Tarih               : 30.03.2006
    No                   : 133-107   

    Davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine   karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davacılar ile davalılardan S. Bld.Bşk. ve N.P. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Uyuşmazlık  iş kazası  nedeniyle hayatını kaybeden sigortalının, mirasçılarının  maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davalılardan İ.H. hakkında açılan davanın reddi ile kararda yazılı manevi tazminatın diğer davalılardan  tahsiline karar verilmiş ise de,  kurulan hüküm doğru değildir.
    1-Zararlandırıcı olaya maruz kalan işçi, olay günü inşaatın çatısının yapımı işinde çalışırken elinde bulunan nemli ağaç dilmenin yüksek gerilim hattına temas etmesi nedeni ile elektrik çarpması ile  iş kazası sonucu ölmüştür.
    İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığı ve işgüvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu iş Kanununun 73.maddesinin açık buyruğudur.
    Sarıgöl Asliye Ceza Mahkemesinin 20.03.2001 tarih 1998/243 E 2001/83 K sayılı kararı ile sanıklar hakkında 4616 sayılı yasa uyarınca  davanın ertelenmesine karar verilen ceza dosyasında bulunan  ve mahkemece hükme esas alınan 24.09.1999 günlü bilirkişi raporunda; olayda S. Belediyenin 4/8 oranında, N.P.’nın 2/8 oranında ve Ölen M.K.’ın 2/8 oranında  kusurlu olduğu belirtilmiştir.
    Oysa hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda; bilirkişiler, İş Kanununun 73.maddesinin öngördüğü koşulları gözönünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde, saptamadıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, kusur raporunun, İş Kanununun 73.maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez. Öte yandan Asliye Ceza Mahkemesince davanın ertelenmesine karar verilmiş olması karşısında kusur raporu bakımından da kesinleşmiş bir mahkeme kararında söz edilemez.
    Mahkemece yapılacak iş; işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilere konuyu yeniden yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek, verilen rapor dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilerek ve sonuca göre karar vermekten ibarettir.
    2- Kural olarak iş kazası sonucu zarara uğrayan işçinin tazminat davasının işveren veya kusurlu üçüncü kişilere yöneltilmesi  gerekir. Bundan başka, aracı olarak nitelendirilen kişilerce işe alınan işçiler uğradıkları zarardan dolayı asıl işverene davalarını yönetmeleri mümkün olup, bu sorumluluk yasadan kaynaklanır. 1475 Sayılı Yasa’nın 1/son (4857 Sayılı Yasa’da 2/6) ile  506 Sayılı Yasa’nın 87/2. maddeleri gereğince aracıdan söz edebilmek için öncelikle üst işveren ve bunun tarafından ortaya konan bir iş olması ve görülmekte olan bu işin bölüm ve eklentilerini oluşturan bir işin, alt işverene devredilmesi gerekir.
    Somut olayda davalı İ.H.iş kazasının meydana geldiği bina inşaatı işyerinin sahibi olup aynı zamanda SSK kayıtlarında ölen işçinin işvereni olarak görülmektedir. İnşaatın çatı işi  ise sözlü yapılan anlaşma ile götürü usülde davalı N.P.’ya  verildiği dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır.  Hal  böyle  olunca  davalı İ.H.’in üst işveren (asıl işveren) olduğunun kabulü ile hükmedilen tazminattan diğer davalılar ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğuna karar verilmesinden ibarettir
    3-Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının  tazminatının hesabında hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretin esas alınması zorunludur. Öte yandan asgari ücret kamu düzenine yönelik olduğundan, hakim bu hususu re"sen nazara almakla yükümlüdür. Oysa mahkemece dosyada mevcut üç ayrı hesap bilirkişi raporundan 2003 yılı verilerine göre hesaplanan 09.07.2003 tarihli hesap bilirkişi raporu esas alınarak  hüküm kurulmuştur. Yapılacak iş hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretteki artış miktarı nazara alınarak yeniden davacının tazminatını belirlemek ve belirlenen bu zarardan  4447 sayılı yasanın ek 38. maddesi gereğince hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan verilere göre hesaplanarak kurumca  bildirilen peşin sermaye değeri indirilmek ve soncuna göre  karar vermekten ibarettir.
    4-Olayın oluş şekline, müterafik kusur oranlarına, davacıların duyduğu elem ve ızdırabın derecesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna, 26.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın içeriğine ve öngördüğü koşulların somut olayda gerçekleşme biçimine ve hak ve nesafet kurallarına göre davacılar için hükmedilen manevi tazminatın az olduğu açıkça belli olmaktadır.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yeniden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacılar ve davalılar’nın  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 16.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi