19. Ceza Dairesi 2016/10271 E. , 2018/2930 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Beraat, Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
A-) Sanık hakkında İİK"nun 333/a maddesi nedeniyle yapılan şikayet kapsamında kurulan beraat hükmüne karşı şikayetçi vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Eyleme ve yükletilen suça yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
B-) Sanık hakkında İİK"nın 331. maddesi nedeniyle yapılan şikayet kapsamında kurulan beraat hükmüne karşı şikayetçi vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığın üzerine atılı bulunan İİK"nın 331. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen takibi şikayete bağlı olan seçimlik hareketli bu suçun; "Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla,
1-) Mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak,
2-) Telef ederek
3-) Kıymetten düşürerek,
4-) Hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek,
5-) Asıl olmayan borçlar ikrar ederek;
Mevcudunu suni surette eksiltirse” şeklinde sıralanan seçimlik hareketlerden herhangi birisinin işlenmesiyle, diğer koşulların da (alacaklının, borçlu aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde) gerçekleşmesi halinde oluşacağının yerleşik uygulamalarda benimsenmiş olması karşısında,
Somut olayda; şikayetçi vekilinin, borçlu şirket aleyhine ilamlı icra takibine başlandığı sırada sahibi olduğu akaryakıt istasyonunun, takibe konu işçi alacaklarına dair ilamın bir kısmının Yargıtay tarafından bozulması ve sonrasında mahkemece bozma üzerine verilen kararın kesinleşmesi sürecinde, mal kaçırmak ve alacaklıları zarara uğratmak amacıyla elden çıkartıldığını, dolayısıyla İİK 331/1 maddesinde yazılı suçun unsurlarının oluştuğunu iddia etmesine rağmen, mahkemece bu hususta malvarlığının ne zaman ve hangi şartlarda elden çıkartıldığı, satışın muvazaalı olup olmadığı, satış karşılığında elde edilen satış bedelinin borçlu tarafından diğer hangi borçların ödenmesinde kullanıldığı, ayrıca dosyada mevcut olan trafiğe kayıtlı ve hacizli araç veya sair şirket malları üzerindeki kısıtlamaların, alacaklının alacağını karşılamaya yeter miktarda olup olmadığının araştırılması ve buna göre İİK 331. maddesinde belirtilen suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı hakkında bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
C-) Sanık hakkında İİK"nın 345/a maddesi nedeniyle yapılan şikayet kapsamında kurulan mahkumiyet hükmüne karşı şikayetçi vekili ile sanık müdafiinin temyiz itirazları yönünden;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 75.maddesinin birinci fıkrası uyarınca uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adli para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı altı ayı aşmayan suçlar ön ödemeye tabi olup, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu"nun 345/a maddesinde öngörülen suçun cezasının üst sınırı üç ay hapis cezası olduğundan ve suç tarihi itibariyle uzlaşma kapsamında bulunmadığı gözetilerek, sanık hakkında önödeme ihtaratında bulunulup sonucuna göre durumun tayini gerekirken anılan ihtarat yapılmadan yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
2-) Hüküm tarihinde yürülükte bulunan 2015 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin “Ceza davalarında ücret” başlıklı 14. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “Ceza hükmü taşıyan özel yasa, tüzük ve kararnamelere göre yalnız para cezasına hükmolunan davalarda tarifeye göre belirlenecek avukatlık ücreti hükmolunan para cezası tutarını geçemez.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, vekalet ücretinin itiraz konusu para cezasının miktarı olan 200,00 Türk lirasından fazla olamayacağı gözetilmeden 300,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş ve şikayetçi vekili ile sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine 15/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.